ERP

Son zamanlarda internette ERP hakkında bir çok olumsuz ve hedefi belli olmayan, çoğu alıntı bir dizi yazı gördüm. Çoğunlukla ERP projesi yapmanın ne kadar güç olduğunu, büyük tehlikeler ile dolu olduğunu falan anlatıyordu. Bence bunların hepsi çok anlamsız.

Yıllar önce bir üniversitede düzenlenen bir panele katılmıştım, konuşmacılara göre ERP yıllarca süren, çok zor bir proje olarak tanımlanıyordu, bende söylenen sürelerde insan oğlunun AY’a gidebileceğini söylemiştim.
Aradan geçen yıllar bana şunu öğretti … ERP projelerine zor ve tehlikeli diyerek kullanıcının gözünü korkutmaya çalışanlar aslında ne yapılması gerektiğini kendileri de bilmeyenler.
Bir projenin uzun olup olmaması ile tehlikeli olup olmaması tamamen ayrı iki konu, ERP denilen bilgisayar düzeninin tehlikeli olması için firmanın sağduyularını terk etmiş olması, bilgisayara teslim olması gerekir … Siz böyle birini tanıyormusunuz, ben bizim ülkemizde böyle biri ile hiç tanışmadım.

Bu soruyu kimsenin gözünü korkutmak için sormuyorum. Zaten bir çok “ERP Danışmanlığı !” yapıyorum diyen kişinin niçin devamlı bu işi zor göstermeye çalıştığını anlamıyorum, herhalde “bakın bu zor işleri ben yapabilirim” demek için olduğunu düşünüyorum.

ERP projeleri şirketlerin yaptığı yüzlerce çalışmadan biridir, bir çok bölümü aynı anda ilgilendiriyor ve bir miktar sıkıcı olması dolayısı ile diğerlerinden ayrılıyor olabilir.

ERP projelerinin asıl maliyeti sistemi kurmak için sizin harcayacağınız zamandır. İş akışlarınızı gözden geçirmek, uyarlamak, farklı görüşleri uzlaştırmak, eğitim almak, prosedürleri yazmak … Bütün bunlar zaman alır.

Başladıktan sonra devamını getirmez iseniz projeniz çoğu gibi bir “yazılım çalışması olarak” tarihe geçer.

- Çok mu kötü ? Değil ama asıl fayda elde edilmemiş olur.
- Sağlanan ilerleme için değer mi ? Evet bence değer, çünkü bugün için bir şirketin ERP’nin yazılım yeteneklerinin az bir kısmını kullanarak bile kazanacakları projesini öder (çok çok fazla olmadığı durumda elbette).

Ancak asıl hedefiniz tutmamış olur. İşte bu yüzden ERP projesini sonuna kadar götürebilmek için güçlü sebepleriniz olmalıdır. Eğer canınızı kurtarmak için koşuyorsanız kazanacağınıza bahse girerim ama sadece koşmak için ısınıyorsanız sizi seyretmem için bir sebep yok ama size faydası olur. Bilmem anlatabildim mi !

Bugünlerde en güçlü sebeplerden biri “Müşteri Talebi”, “Müşteri Beklentilerini Karşılamak İçin” şeklinde olduğu söylenebilir. Bu olayın tetiklenmesi büyük, uluslararası firmaların kendi otomasyonlarını ilerletmiş olmaları ve sıranın tedarik zincirine gelmiş olması ile gerçekleşiyor …

Diğer bir güçlü sebep “Maliyet Düşürme” veya “Tasarruf Sağlama” ihtiyacıdır.

Pazarın fiyat baskısı karşısında otomasyon, yeniden yapılanma ve ERP sistemleri maliyet düşürme için kullanılabilecek güçlü araçlardır.

Firma yöneticileri çoğu kez bıçak kemiğe dayanana kadar yeni iş yapma yöntemlerini, iyileştirme çalışmalarını göz ardı eder. Bunun için radikal değişimler beklenir. Bütün göstergelere rağmen ileriye doğru bir adım atılmamasının sebebi “minimum enerji konumunu korumak istiyorum, gerçekle yüzleşmek istemiyorum, lütfen beni rahatsız etmeyin” ruh halidir.

Güçlü bir sebep ile beraber mümkün ise bir de güçlü destekçi çok iyi olur.

Bundan yıllar önce oldukça zor şartlar altında bir geçiş yapıyorduk, o kadar zor bir durumdu ki ortalıkta stok tanımları bile yoktu ama üretim yapılmalı ve faturalar kesilmeli idi …

Firmanın sahibine “Biraz sonra size gelecekler ve eski sisteme devam etmek istediklerini, başka türlü sizin istediğiniz işlemleri yetiştiremeyeceklerini söyleyecekler … Eğer “Evet” derseniz biz çıkıp gideriz, hep beraber bu taşın altına elimizi sokmalıyız dedim. Söylediklerim az sonra oldu, firma sahibi “Hayır”, yeni sistem ile devam etmek zorundasınız dedi … Bugün de devam ediyorlar.

ERP projeniz sürerken ortaya çıkacak konular, problemler, uzlaşmazlık noktaları çözülemedikleri zaman “projenin en üst destekçisine” gidecektir. Bu kişi kararları tartışılmayan, hızlı davranabilen bir kişi ise projeniz de hızlı yürüyecektir.

Gerçek bir sebep ve güçlü bir destekçi çoğu kez bir arada yoktur. Sebep firmanın elinde olan bir şey değil, o çoğu kez firma dışında ortaya çıkar ancak destekçi firmanın içinden bulunmalıdır.
Güçlü sebep ve destekçi, hatalı olmayan bir yazılım tercihi, hesaplanan proje maliyetini karşılayacak bütçeniz var ise artık önünüzde pek bir engel kalmamış demektir.

6 kör adam ile fil hikayesini bilir misiniz. Hani her biri filin neresini tutmuş ise fili o şekilde tarif etmiş, işte o hikaye.

Bu hikaye bir çok kültürde var ve genellikle gerçeğin bakıldığı yere göre değiştiğini, boşu boşuna kavga etmeye gerek olmadığını, değişik fikirlere tolerans gösterilmesi gerektiğini, herkesin haklı olabileceğini açıklamak üzere anlatılır.

Günümüzde ise aç gözünü de gerçeği gör, duyularının sadece bir kısmını kullanacağına hepsini kullan şeklinde yorumlandığına çok sayıda şahit oldum.

Aradan geçen zaman hikayeden alınması gereken dersi bile değiştirmiş.

Bu körleri ERP neye benzer diye görevlendirsek ne derlerdi acaba …

… Muhasebe programı gibi bir şey

… Stok programını andırıyor

… Bordro hesaplayacakmış gibi duruyor

… Bu planlama yapacakmış gibi duruyor

… Siparişleri buna yazabiliriz

… Internetten satış yapar bu

Açın gözlerinizi şimdi, ne görüyorsunuz (Bu sorum bir ERP yazılımı kullanmakta olanlar için)

Bir Voltran mı yoksa Bremen mızıkacılarını mı

Tags: , ,

Tags:

Önce amacımızı açıklayalım. Firmamızın malzeme, kapasite, zaman, para gibi kaynaklarını yönetmek, neyin, nerede, niçin, ne zaman olması gerektiğini bilmek istiyoruz.

Bunu niçin istiyoruz, çünkü çalışırken ve üretirken bu kaynakların bazılarından kayıplar oluşuyor, bazıları zamanında olmaları gereken yerde olmadıkları için işlerimiz aksıyor. Kayıplarımızı fiyatlarımıza yansıtıyor ve pahalı bir tedarikçi durumuna düşüyoruz, geç teslim ediyor ve başkalarının da işini aksatıyoruz, biz onları aksatınca onlar da ödemeleri aksatıyor, bu seferde tedarikçilerimiz bizden şikayetçi oluyorlar ? Sonuçta içinde bulunduğumuz Tedarik Zincinin kuvvetli bir üyesi olacağımıza diğerlerinin şikayetçi oldukları bir firma haline geliyoruz. Bundan kurtulmalıyız.

Firma içi entegrasyon ve bazı planlama yöntemlerini kullanarak bu problemlerin bir kısmından kurtulabilirsiniz. Bunun için elimizde dünyada bu amaçla sıkça kullanılan iki yöntem (MRP ve MRP-II) ve bir de entegrasyonu sağlamaya odaklanmış yazılımımız var (ERP). Bu yöntem ve yazılımların vaat ettiği entegrasyon firmanın tüm operasyonel alanlarını kapsamayı hedefler.

erp_mrp

ERP konuları için bir araştırma yaptığınızda size akıl vermek isteyen çok sayıda insan veya yazı bulabilirsiniz.
Üzerinde bir çok kez aynı şeylerin yazıldığı ERP aslında basit bir konudur ama yapılacaklar listesi uzundur ve bilgi ister.
Bir şeyi yapmak için bir iki yol olabilir ama yapmamak için 40-50 yol bulunabilir.
Benim önerim ?ne yapmak istediğinizi? bir kağıda yazmanız, sonra oradan geriye doğru yapılması gerekenleri yapmanızdır. Bir de aşağıda listelediğim 5 noktaya dikkat ederseniz başarı sizinle olur.
1.Değişim için fikir birliği
Bazı kişiler mevcut sistemden memnun olmayıp onu değiştirmeyi bazıları ise farklı sebepler ile değiştirmemeyi ister. Tam fikir birliğiyok ise ?liderlik? ön plana çıkmalıdır.

2. Tecrübeli, bilgili ve zamanını ERP konusuna ayırmış bir proje yöneticisi
ERP yazılımını hayata geçirmek amatör kadrolara bırakılacak bir iş olmamalıdır. Şirketin iş süreçlerini değiştirecek olan bu süreç en tecrübelilerin katılması gereken bir çalışmadır.

3. ERP projesini destekleyen Lider ve Liderlik
ERP projeleri ekibin ve kullanıcıların etkin yönetimi ile gerçekleşir. Lider olmadan insiyatif kullanılamayacağı için işler ortada kalır, her yol ayrımında kararsızlık hakim olur ve ilerleme durur.

4. Teknik yeterlilik ve destek
ERP projeleri içinde teknoloji ve yenilikler bol miktarda kullanılır. Projenin başarılı yürütülebilmesi için bu konularda yetkin insanlar ile çalışılmalıdır.

5. Aktif ve İstekli Bir Ekip
Her iş için ekip oluşturmak önemlidir, ERP için daha da önemlidir. Ekip içinde pozitif insanların olmasına dikkat edin, negatif olanları pozitif yapamıyorsanız içeri de almayabilirsiniz.

Tags:

Bu sunumda ERP Projesinde Başarılı Olmak İçin 5 Faktörü anlatmaktayım, temel konular ile detaylar birbirinden ayrıldığında her şey daha kolay çözülebilir.

ERP konuları için bir araştırma yaptığınızda size akıl vermek isteyen çok sayıda insan veya yazı bulabilirsiniz.
Üzerinde bir çok kez aynı şeylerin yazıldığı ERP aslında basit bir konudur ama yapılacaklar listesi uzundur ve gerçekleştirmek için bilgi ve tecrübe ister. Bir şeyi yapmak için bir iki yol olabilir ama yapmamak için 40-50 yol bulunabilir. Benim önerim “ne yapmak istediğinizi” bir kağıda yazmanız, sonra oradan geriye doğru yapılması gerekenleri yapmanızdır.
Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir. Eğer üye değil iseniz hemen şimdi olabilirsiniz.Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 11?inci sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız >>>

Stoğun yönetilmesi ve azaltılması bazı giderlerinizi azaltacak ve size iş hayatınız boyunca kazanç sağlamış olur. Stoğun yönetilmesini kolaylaştıran en önemli adımlardan biri de Barkod Otomasyonudur. Barkod Otomasyonu ile sağlanacak kayıt doğruluğu ERP sisteminizin başarısını da doğrudan etkileyecektir.

Şimdi bir örnek şirket düşünelim, yıllık cirosu 12 000 000 YTL, brüt karlılığı % 20 olsun (diğer bir deyimle satılan mal maliyeti 12 000 000 * %80 = 9 600 000 YTL). Bu şirketin stok devir hızının 8 olduğunu düşünelim, diğer bir deyimle ortalama envanter değeri 9 600 000 / 8 = 1 200 000 YTL (hammadde + imalat alanı + yarı mamul + mamul) olsun. Şimdi bütün varsayımlarımızı listeleyelim :

Ciro : 12 000 000 YTL Yıllık

SMM : 9 600 000 YTL

Stok Devir Hızı : 8

Ortalama Stok Değeri : 1 200 000 (9 600 000/8)

Yıllık Faiz Oranı : % 18 (Aylık % 1,5)

Barkod Otomasyonu ile işlemsel doğruluk ve hız stoklarımızın kayıt doğruluk oranını yükselteceği için olduğundan daha az stok ve daha yüksek devir hızı ile çalışabilmek mümkün olacaktır. Erken veya geç satınalmaların sayısı azalacak, mevcut stokların net olarak biliniyor olması sayesinde ise daha düşük stok miktarı ile çalışılabilecektir.

Stok miktarının her % 10 azalmasının firmaya katkısı :
Ortalama Stok Değeri * % 10 * Yıllık Faiz formülü ile hesaplanabilir, örneğimiz için bu değer = 1 200 000 * % 10 * % 20 = 24 000 YTL / Yıl olacaktır (dikkat bu kazanç bir kerelik değildir, tıpkı 120 000 YTL’yi bankaya yatırıp sürekli faiz elde etmek gibidir).

Şirketimizin yapacağı iyileştirmeler ile devir hızını 8 den 12′ye yükseltmesi durumunda ortalama stok değeri 800 000 YTL’ye düşecek, finansal kazanç ise :
(1 200 000 – 800 000) * % 20 = 80 000 YTL / Yıl olacaktır.

Dikkat ederseniz stoklarınızın azalması ile kazanacağınız yerleşim alanı, işlem sayısında azalma, doğruluk oranının artışı sayesinde üretimde yaşanan aksiliklerde azalma gibi faydaları hiç hesaba katmasanız bile bundan sonra her yıl 80 000 YTL kazanç (veya daha az harcama) elde edeceksiniz. Şimdi biz stoğumuzu kredi ile finanse etmiyoruz diye düşünüyor iseniz o zaman raflarınızda yatacak olan 400 000 YTL’ yi bankaya yatırıp faiz aldığınızı da düşünebilirsiniz.

Barkod Otomasyonu ve ERP ikilisi size sonsuza kadar para kazandırır

Bir gün bir girişimci bir iş yapmaya karar verir. Aklına gelen iyi bir fikir, bunu hayata geçirebilmek için de biraz enerjisi vardır.

Çok çalışır, yanındakileri organize eder ve çarklar dönmeye başlar. Sonra talih ona yardım eder ve işleri büyüme yoluna girer, bu sıralarda şirketinde kullanılmakta olan bilgisayar yazılımının ismini bile bilmiyor olma ihtimali % 90′dır. Sonraları bazıları ona yazılımı, bilgisayar sistemini değiştirmek gerektiğini söylemeye başlar ancak işler büyümekte, satışlar artmaktadır; şimdi bunlar ile ilgilenilecek zaman değildir.

Büyüme dönemleri bir şirket için ERP projesini konuşacağı dönem değildir, sonra bir gün aşağıdakilerden biri veya bir kaçı olmaya başlar :

- İşler biraz azalmış, kasada bulunan nakit para kıtlaşmıştır. Patron fabrikayı gezerken bir köşede bir miktar atıl duracağı belli olan malzemeler görür ve onların peşine düşer, kim aldı, ne zaman alındı, kim onayladı falan gibi ufak çaplı bir gerginlik yaşanır.

- Bir müşteri kendisine yapılan teslimatın gecikmesinden şikayetçi olur, eskiden de bu tip olaylar olmaktadır ancak çok sipariş geldiği için umursanmamaktadır, ancak şimdi işler azalmış ekmek aslanın ağzına girmiştir. Gecikmenin sebebi satış ile üretim arasında yaşanan bazı kopukluklar olduğu anlaşılır, patron bir daha olmasın diye talimat verir (bu işler talimat ile olsa ne güzel olurdu).

- Firma her geçen gün biraz daha fazla krediye ihtiyaç duymaya başlar, satışlar ise o kadar azalmamıştır, kanayan bir yara var ancak acaba nerede ?

- Büyük müşterilerden birisi ona bilgi sistemini kendisine de açmasını, bazı takipleri sormadan yapmak istediğini söyler. Bu da nereden çıkmıştır, müşterinin aklına bunlar niye gelmektedir, şimdi ne yapılacaktır ?

- Şirketinde bölümlerin sayısı artmıştır, her toplantıda her bölüm kendi raporu ile masaya gelip diğerinin hatalı kendisinin doğru olduğunu söylemektedir. Patron bu işten sıkılmıştır, onu kimin haklı olduğu ilgilendirmemektedir, bu gidişin sonunda şirketinin zarar göreceğini derinden hissetmektedir.
En sonunda şirket bunları çözebilmek için bilgi sistemini yenilemeye, ERP kod ismi ile konuşulan yazılımlardan birini almaya karar verir. Yeni yazılım onları toparlayacak, bu aksiliklere bir son verecektir …

Hem şirketin içinde hem de yazılımcı firmalar ile bir dolu görüşme, hararetli toplantı, evet bunu yapmalıyız çünkü başka çaremiz yok, başlangıçta yorulacağız ancak ileride çok iyi olacak, gerekirse gece gündüz çalışırız falan gibi konuşmaların ardından yazılımlardan bir tanesine karar verilir.

Bu arada da yazılımcıya sorulur : Ne kadar sürede devreye alırız ? Yazılımcı ise şu veciz cevabı vermiş olabilir : Bu size bağlı ? Diğer bir deyimle bunun yazılım ile ilgisi yokmuş, ne güzel, demek ki her şey kontrol altında.

İlk heyecan ile şu zamanda bilgisayarlar gelir, şu tarihte program kurulur, 15 gün sonra kodlar açılır falan gibi bazen oldukça güzel grafiklendirilmiş bir iş planı yapılır …
Bu noktadan sonra düşük bir ihtimalle işler planlandığı gibi yürür. İlk hedeflenen noktaya ulaşıldığında çalışmaya kendiliğinden bir ara verilir … bu ara uzun sürebilir. Daha sonra bir yazılım alındığı tekrar hatırlanır … Yüksek ihtimalle yazılımcı veya danışman ekip masaya geldiğinde ilk başta ahret sualleri soranların bir kısmını göremez, onlar ya çok meşguldür ya da artık bu konu ile ilgilenmemektedirler, belki de artık hiç yokturlar …

Şimdi masada başka bir ekip vardır.

Neyse proje başlar ancak gecikmeler ardı ardına gelir. Bilgisayarları kuracak olan kişiler niçin öyle istendiğini, kendilerinin daha önce de ERP yazılımları için sistem kurduklarını ancak böyle yapmadıklarını söyleyebilirler. Ekip üyelerinden biri daha önce bir ERP yazılımı kullanmıştır, bu program niye ona benzememektedir diye sorgular. Kodlama gözden geçirilmeli midir, niye işler başladıktan sonra yapılmıyor ki ? Bu kadar bilgiyi kim işleyecek, kimin bu kadar boş vakti olabilir ki ? Program niçin olmayan malzemenin irsaliyesini kesmesin ki, nasıl olsa gerçekte var, sonra da bilgisayara yazarız, hatta niye girişi otomatik kendisi yapmıyor ki ? Maliyeti hesaplamak için bütün girişlerin tamam olmasını beklemek çok sıkıcı, eskiden bunu muhasebemiz bize hiç sormadan ne güzel yapardı, niçin şimdi olmuyor ? Planlama için bu kadar uğraşana kadar ben zaten elimle yaparım ? Bizim satınalma bunu asla yazmaz, biz boşuna uğraşıyoruz ….

ERP projeleri ile yeterince zaman harcamış 3 kişiyi yan yana getirin sonra da onlara yaşadıklarını sorun, onlar size sayfalar dolusu bahane listesi vereceklerdir.

Peki niçin böyle oluyor. Bunca yıldan sonra işte kendimce bulduğum cevaplar :

* ERP Projesinin en eğlenceli safhası satınalma sürecidir. Bu dönemde yaşanan yüksek katılım veya konsensüs tamamen yanıltıcıdır.

* Şirketler kendi iş sistemlerini çok severler, ERP işini konuşurken elbette değişmeliyiz derler ama gönüllerinde bu yoktur. ERP Projesi bir şirketin iş süreçlerinin üzerinden geçmesi için bir fırsattır ancak şirketler bunu genellikle sonraya erteler ve önce mevcut durumu yazılıma aktarmaya çalışırlar.

* Yeterince iyi bir yazılım tercihi yapılmamış olabilir. Bu durumda geliştirilmesi gereken çok sayıda konu ortaya çıkar ve nasıl yapılacağı belli bile değildir. Enerji giderek azalmaktadır.

* Şirketin vizyonunda olmayan bir iş mecburen yapılmaktadır. Bu proje şirketin hiç bir öncelik listesinde bulunmamaktadır.
* Horozu çok olan köyün sabahı geç olur atasözü hayata geçer. Horoz sesini duyan ama uyanmak istemeyenler nasıl olsa bir horoz daha vardır diye beklemeye başlar.

Kısacası ERP projeleri oldukça öğreticidir, eğlenceli de olabilir.

ERP projelerinde “minimum enerji konumu” tehlikesi

Çalışan bütün sistemlerde “minimum enerji konumuna” geçme eğilimi vardır. Minimum enerji konumu her sistem için farklı tarif edilse de asıl olarak enerjinin harcanmayacağı veya en az harcanacağı konum olarak düşünülmelidir.

Örneğin bir insan için hiç bir şey yapmadan sırt üstü yatıyor olmak, bir otomobil için motorunun çalışmıyor olması (hatta demonte durması), bir masa için 4 ayağının ve tablasının ayrı ayrı yerde duruyor olması (çünkü dört ayağı üzerinde durmakta olan masa farklı kuvvet bileşenleri sayesinde pozisyonunu korumaktadır) ve bir bardak suyun bardakta değil yere dökülmüş olarak durması (çünkü suyun bardak içinde durabilmesi için suyun basıncına karşı bardak direnmektedir) düşünülebilir. Peki sizin şirketiniz için minimum enerji konumu nedir ? Üretmiyor olmak, satmıyor olmak, kıpırdamıyor olmak … veya bunlara benzeyen diğer eylemsizlik ifadeleri.

ERP uygulaması açısından bakıldığında ise minimum enerji konumu “bilginin paylaşılmadığı”
ve “paylaşılması için bir çaba harcanmadığı” durumdur. Şirket çalışanları bir çaba içinde olmadıkları için enerjilerini korumuş olurlar.

Başlangıçta herkesin veya çoğunluğun istekli gibi göründüğü ERP projeleri niçin bu duruma düşer ?

Bazı projelerde başlangıçta yapıldığı düşünülen görevlendirme ve iş planı kısa sürede geçersiz hale gelir, bunun sebebi başlangıçta “gerçeğin” ne olduğunun kavranmamış olmasıdır.

Gerçek, şirketinizin iş yapma biçiminin değiştirileceği ve o güne kadar kendi başına davranan departmanların / insanların bir arada yaşamaları gerektiğini öğrenmek zorunda olduklarıdır.

Yapılması gerekenin çalışmak, uzlaşmak, yeniden organize olmak olduğu anlaşıldığında ilk başta hesaplanmayan iş yükü bazılarını ürkütür, bazılarını ümitsizliğe sürükler, bazılarının vakti olmadığı ortaya çıkar … sonuçta hiç bir şey yapmama süreci başlar, çünkü genel kanı yapılsa da olmayacağıdır.

Gerçekle yüzleşin ve ilerleyin

Şirket beklentileri ile kabiliyetlerini bir arada değerlendirmek ve iş planını buna göre adımlandırmak zorundadır.

Kendinize şu iki soruyu sormalısınız :
“Şirketim niçin bir ERP projesi gerçekleştirmek zorunda ?” arkasından da
“Ne (neler) olduğunda proje başarılı olarak kabul edilecek ?”

Bu soruları sormanızın sebebi bir ERP projesinin çok zor veya çok uzun süreceği değildir, iyi planlandığında zaten ne zordur ne de uzun sürer; ancak net hedef, çalışma ve katılım gerektirir, pozitif enerji gerektirir.

Kısacası “bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur”.

Cengiz Pak’ın ERP Serisi – 1

Başarılı Bir ERP Sisteminin Üretim ve Stok Planlaması Hakkında 12 Performans Ölçeği Nedir ve Nasıl Yönetilir ?

Toplam Sayfa Sayısı : 35, Format : E-Kitap (PDF Formatında)

Yazar : Cengiz Pak

Bu kitabı şimdi bilgisayarınıza indirebilmek için :

Bu kitap artık satışta değildir, ERP Proje Yöneticinin ve Danışmanı Olmak İsteyenlerin Bilmesi Gerekenler isimli kitabın bir bölümü haline gelmiştir.

Kitabın Önsözü

Her firma bir veya birden fazla tedarik zinciri içinde yer alır. Zincirin ister en tepesinde ister en altında olsun her zaman kendisinden beklenenleri yerine getirmek, bunu yaparken içinde bulunduğu zincir için en ekonomik olan yolu izlemeye çalışmak, bu arada da kendisini de sürekli geliştirmek durumundadır.

Bu kitapta ERP sisteminin üretim yapan bir şirket içinde başarı ile uygulanabilmesi için firmanın izlemesi gereken yolu, oluşturması gereken ?kapalı devre? düzeni ve bunun performans kriterlerini işledim.

Üzerinde duracağımız kısım ERP uygulamasının üretim ve stok bölümü olacak. Kurumsal Kaynak Planlaması olarak dilimize geçmiş olan ERP sistemleri, işletmelerin bütün operasyon alanını entegre etmeye, bütün işlemleri tek veri tabanı üzerinde yürütmeye talip sistemlerdir. Üretim yapan bir şirket için ?üretim ve stok planlaması? herhalde en öncelikli konudur.

ERP sistemi kullanarak ?üretim ve stok alanında? neyi hedefliyoruz ?

?Firmamızın malzeme, kapasite, zaman, para gibi kaynaklarını yönetmek, neyin, nerede, niçin, ne zaman olması gerektiğini bilmek istiyoruz.?

Bunu niçin istiyoruz, çünkü çalışırken ve üretirken bu kaynakların bazılarından kayıplar oluşuyor, bazıları zamanında olmaları gereken yerde olmadıkları için işlerimiz aksıyor. Kayıplarımızı fiyatlarımıza yansıtıyor ve pahalı bir tedarikçi durumuna düşüyoruz, geç teslim ediyor ve başkalarının da işini aksatıyoruz, biz onları aksatınca onlar da ödemeleri aksatıyor, bu seferde tedarikçilerimiz bizden şikayetçi oluyorlar …

Sonuçta, içinde bulunduğumuz tedarik zincirinin kuvvetli bir üyesi olacağımıza diğerlerinin şikayetçi oldukları bir firma haline geliyoruz. Bu durumdan şimdi ve sonsuza kadar kurtulmak istiyoruz.

İşte ERP sistemleri bize bunu sağlamayı vaat ediyor, elbette her zaman olduğu gibi herşey bize bağlı … Biz yaparsak olacak, yapmazsak olmayacak.

Bu kitap başarılı bir proje için üretim ve stok yönetimi konusunda neyin peşinde olmanız gerektiğini net olarak gösterecek. Unutmayın biraz sonra karşılaşacağınız 12 performans parametresini gerçekleştirmeyen hiç bir firmanın ERP uygulaması bitmez, daha doğrusu başarılı bitmez …

ERP projeleri hakkında iyi veya kötü şeyler duymuş olabilirsiniz. Ne duymuş olursanız olun her örnek kendi içinde değerlendirilmelidir. Firmanın öncelikleri, proje ekibinin formasyonu, seçilmiş olan yazılım, veri modellemesi … Bir çok faktör sonucu etkiler. Bu sebeple birinin başarısı veya başarısızlığı sizin çok önemli olmamalı, çünkü genel olarak başarılı olabileceğiniz bir konudur ERP.

ERP projelerinde ?Performans Kriterleri? oluşturup izlemek ana noktaları her zaman göz önünde bulundurmanızı sağlayacaktır. Bu noktaları kaybettiğiniz zaman ERP projenizin yolunu da kaybedersiniz, yıllar geçer, projeyi başlatanlar başka görevlere atanır, projeniz giderek bilgi işlem odaklı bir hale gelir ve oradan da bir süre sonra teknolojik yetersizlikten dolayı kapı dışarı edilir …

Bu süreci yaşamamak için ERP çalışmasını aktif olarak izlemeli ve değerlendirmelisiniz, işte bu kitabı da bunun için hazırladım.

Burada bahsettiğim 12 parametre en temel olanlarıdır, siz bu listeye kendinize göre ekler yapabilirsiniz. Ölçülebilir ve çok sayıda olmamasına dikkat ederseniz başarı şansınız artacaktır.

Başarılar dilerim

Cengiz Pak

Kitabın İçeriği

> Önsöz

> Başlarken

MRP, MRP-II ve ERP Hakkında
MRP Tablosu ve Zaman Ekseni
MRP-II Nasıl Ortaya Çıktı
ERP Büyük Kabul Gördü

ERP ? Enterprise Resource Planning ile Kapanan Devre
- Üst Seviye Planlama
- Planlama
- Uygulama

Performansın Ölçülmesi
Değerlendirme Tablosu ve Formlar

Performans Kriterleri
1. İş Planı
2. Satış Planı
3. Üretim Planı
4. Ana İmalat Planı
5. Malzeme Planı
6. Kapasite Planı
7. Ürün Ağacı
8. Stok Yönetimi
9. Üretim Rotası
10. Satınalma Planı
11. İmalat Alanı Yönetimi
12. İş Takvimi ve Genel Performans

Sonuç

Ekler
?A Class? ERP uygulaması performans gelişim tablosu
Dönemlik Performans Raporu
Kapalı Devre ERP Kurgusu

ERP hakkında yazılarım :

ERP bir entegrasyon yaklaşımı olduğu için kendi içinde bir çok yöntemin uygulanmasını, bu yöntemlerin ihtiyaç duyacağı veri entegrasyonunu, sonuçları birleştirerek kullanıcısına sunmayı hedefler. Sağladığı entegrasyon sayesinde hem bilgi tekrarlarının engellenmesini hem de kaliteli bilginin firma içinde hızlı dolaşmasını sağlar.

Peki ERP ile şirketlerin hayatında ne değişebilir, şimdi bu konuya biraz bakalım.

ERP ile beraber firmanın insan kaynakları, satış teşkilatı, bakım bölümü, maliyet hesaplama birimi, kalite süreçleri, üst yönetim raporlaması, finansal uygulamalar, boç ve alacak yönetimi, faturalama, sevkiyat uygulamaları, firma içi iş akış (workflow) uygulamaları, üretim, depo yönetimi … Ne kadar işlevsel bölüm var ise hepsi ortak veri tabanında buluşturulmak istenir. Bunun sonucunda doğal olarak firmanın iş yapma biçiminde, insanların görevlerinde, görevlerinin tariflerinde değişiklikler olacaktır.

Örneğin; müşterinizden gelen bir sipariş ERP yazılımınıza işlenirken aynı anda depo mevcudu, üretilmekte olanlar, müşterinize ait finansal bilgiler elinizin altında olabilmektedir.

Bu durumda satış bölümünün müşteriye vereceği hizmet hem daha hızlı hem daha kaliteli olacaktır. Hizmet daha kaliteli olurken çalışanların görev tanımları da değişmektedir. Böyle bir sistemde satış temsilcisinin tek görevi siparişi bir kağıda yazmak değil, siparişi tümüyle değerlendirmek şekline dönüşebilir.
Çalışma biçiminiz, ERP entegrasyonu derinleştikçe değişecek, beraberinde firmanızın işleyişi standartlaşacak, denetimi ve izlenmesi kolaylaşacak, iş yükü tüm şirket üzerine dağılacağı için takım çalışmasının önemi de artacaktır. Çünkü artık herkes bir başkası ile ?entegre? çalışmaktadır…

Üretim yapan firmalar için 40 soruluk bir test:

 “Yazılımınız size ne kadar hizmet ediyor veya siz onu ne kadar etkin kullanıyorsunuz ?”

Aslında bilgisayar yazılımınızın (ERP veya Ticari Otomasyon Yazılımı olabilir)size ne kadar hizmet ettiği veya onu ne kadar etkin kullandığınız konusu biraz karışıktır ancak yine de bu testin size bir miktar ışık tutacağını ümit ediyorum.

 

Bu testi tek başınıza değil de bir grup çalışması olarak uygulamanızı öneririm, bu sayede uzun zamandır konuşmaya fırsat bulamadığınız noktalara da değinme şansı bulacağınızı düşünüyorum, iyi eğlenceler …

Not: Bu Test Kitapçığı siteye üye olduğunuzda adresinize otomatik olarak gönderilecektir, üyelik için sağ tarafta bulunan formu kullanabilirsiniz …


Bu resimde “Traditional Turkish Food” satan, üstelik bunu 1950′den beri yapan bir restoranın menüsünü görüyorsunuz. Menüde yaklaşık 80 çeşit yemek var ( bir ERP yazılımında bulunan modül sayısından biraz fazla …). Pizza, güveç, mezeler, kebap, krep, omlet, çorba, meksika biftek, diana biftek … dünya mutfakları gibi ama aynı zamanda da geleneksel !

Tıpkı bir çok ERP projesi gibi, her şeyden biraz var ama ortada bir şey yok.

Dikkat : Bu yazıyı ERP projesi gerçekleştirmiş, içinde yaşamış insanlar kolayca çözümleyecektir. Diğer kişiler omlet ile ERP arasında ilişkiyi kuramayabilir ancak onlar da böyle bir proje içine girdiklerinde muhtemelen beni anacaklardır.

Bu restoranın müşterilerden gelen talepler doğrultusunda çeşidini zaman içinde arttırmış olduğunu düşünüyorum.

Belki bir zamanlar balık lokantası veya pide yapan bir yerdi. Birgün bir aile geldi ve çocukları makarna ve köfte yemek istedi, başka bir zaman bir yabancı geldi ve şöyle acılı bir biftek yemek istedi, bir sabah birisi oturdu ve yiyecek ne var dedi … işte omlet belki o zaman menüye eklendi … sonra birisi sipariş alırken müşterinin riskini görmek istedi sistem de bir anda risk konusu ortaya çıktı … başka bir gün üretim planlamanın çizelgelemesi yok mu dendi … hop işte size çizelgeleme … diğer bir kullanıcı kendi kendine çalışan maliyetlendirme istedi … menünün derinliklerinde meğersem var mış …

Dünyada yazılmış bir çok ERP yazılımı muhtemelen böyle ortaya çıkmıştır, sonra bir kez veya iki kez daha büyük revizyon görerek bugünkü formlarına ulaşmışlardır. Hatta yan tarafta bulunan lokantayı da satın alıp menüye kağıtta kebap, humus, abagannuş ekler gibi insan kaynakları, demirbaş yönetimi de eklenmiş olabilir.

Şirketler ERP projelerine başlarken ekipler enerji dolu olurlar, neler neler planlarlar … Muhasebe, üretim planlama, maliyetlendirme, bakım, satınalma … hepsini bir araya getirecekler … Ama bir problem var, usta pide yapmayı biliyor ama biftek kösele gibi, makarna ise yapışıyor … Şimdi ne olacak ? Bir miktar müşteri kaybı doğal, bazı bölümler zamanla kendi beklentilerinin pek de başlangıçta hayal edildiği gibi olamayacağını anlamaya başlayıp kendi iç dünyalarına döndüler bile. Diğer yandan ERP proje ekibi devam ediyor ama toplantılar biraz daha tenha gerçekleşiyor.

Hedefe odaklanmak herkesin problemi, şimdi size desem ki “kişisel hedefiniz ne ?”, “şirketinizin hedefi ne ?” … Hemen cevap verebilir misiniz, bir de verdiğiniz cevaba giden bir yol var mı acaba ?

Mesela ERP projesi ile şirketinizin her noktasını tek veri tabanı etrafında birleştirmeyi hedeflediniz ama bundan yönetimin haberi yok veya onlar bu konuyu ilginç bulmuyorlar. Olabilir mi ? Evet, hatta çoğu kez böyle. Yönetimler ERP projesi ile yapılmak istenen şeyi ve bunun için kendi üstlerine düşeni pek anlamak istemezler. Bunun bir sebebi de bence projeler yönetime sunulurken çizilen çok geniş tablo. Yıllanmış yöneticiler öyle çabucak olacağı planlanan işlere pek inanmazlar.

ERP projesi gerçekleştirmek için sabır ve disiplin gerekir. Önce makarna kaç dakikada pişecek, bunu belirlemeli. Sonra ilk sos belki peynirli ama bence domatesli olan daha iyi. Peki domates sosunun içinde fesleğen olmalı mı veya sistem güvenlik stoklarını kendi kendine mi ayarlamalı. Enteresan bir konu bu, fesleğen koyarsak müşteri ne tepki verecek acaba, peki güvenlik stoğunu hammaddeler için otomatik hesaplayacak bir algoritma var mı ? Bunlar derin konular, biz şimdi güzel bir kıymalı sos yapalım, içine biraz soğan (ama güzelce kavrulmalı), biraz havuç (o da kavrulacak), sinirleri olmayan kıymayı da kavuralım, üzerine kırmızı domates (herkes sever) ve bırakalım pişsin. Siz yoksa kerevizli ahtapot sosu olmadan makarna yemeyenlerden misiniz …

Şu anda yürüyen sisteminizde tek eksiklik “satış siparişini alırken bir anda ihtiyacı hesaplayarak tedarikçilere sipariş gönderilmesi miydi ?”. Peki stoklarınız kayıtlarınız ile tutuyor mu ? Tutmuyor, ama sizce önemli değil öyle mi ? Enteresan, akşama limonlu – şekerli pizza yapalım da karnımız doysun öyleyse …

Hedef olmayınca böyle oluyor işte. Ulaşılabilir, gerçekçi hedef  olunca işler böyle sarpa sarmaz. Yöntemler, algoritmalar, uygulama disiplinlerine gereken önemi verirseniz akşama limonlu-şekerli pizza yerine şöyle bol peynirli, belki biraz sucuk, biraz jambon, zeytin falan olan güzel bir pizza yiyebilirsiniz. Afiyet olsun.

Şimdi vereceğim liste size sıkıcı gelebilir ama ERP Projeleri sadece konuşarak yapılmıyor. İzlemeniz gereken hem bilgisayar yazılımlarının devreye alınması için yapılması gereken teknik veya düzenleme çalışmaları hem de mevcut süreçlerin yenileri ile yer değiştirip değiştirmedikleri (çalışanların bir yandan da eski düzeni koruyor olmaları sık rastlanan bir olaydır).

Örneğin Satınalma Bölümü ile ilgili bir çalışma yaparken :

- Talepten başlayıp depoya yerleştirme aşamasına kadar izleyeceğiniz yol ve ERP yazılımınızın hangi aşamalarda karşınıza çıkacağı
- Bu süreçte kullanılan formların listesi, hangileri ve nasıl yeni süreçte yer alacak, tasarımları nasıl olacak
- Normal olmayan bir durumda ne yapılacak (örneğin siparişte olandan fazla malzeme geldiğinde kim kime ne söyleyecek)
- Etiketleme yapılacak ise ne tür malzeme kullanılacak, etiketler tedarikçi tarafından mı sizin tarafınızdan mı hazırlanacak
- Malzeme depoya geldiğinde ne kadar süre içinde bilgisayar sistemine işlenecek, ne kadar sürede raftaki yerini alacak
- Geciken siparişleri tedarikçiye hatırlatmak için nasıl bir düzen kurulacak
- Malzemelere ait planlama parametreleri kim tarafından, hangi kurallara göre hazırlanacak, planlama parametresi eksik olan malzemeler için ne yapılacak
- Süreç inceleme ve güncelleme çalışması ne kadar sürede bir tekrar edilecek
- Yazılım kullanıcı girişlerinde neleri kontrol edip uyarmalı …

Bu liste gerçeğin sadece bir kısmı. Siz de ERP projenizde yer alan her bölüm, departman veya uygulama için bu tür listeler oluşturmalısınız. Takip için oluşturacağınız listelere ilaveten hem yönetimin hem de herkesin kolayca anlayabileceği “Anahtar Performans Ölçekleri – KPI – Key Performance Index” çalışması yapmanız da yolunuzu şaşırmamanızı sağlar. Örneğimizi yine Satınalma ile ilgili verelim.

- Malzemelerinizin A-B-C analizi sonucu kategorileri, her kategoride kaç değişik malzeme var
- Her malzemenin Stok Devir Hızı
- Dönem sonu malzemelerin depoda bekleme süresine göre puanlama
- Beklentilere uygun malzeme teslimat oranı
- Geciken malzemelerin oranı
- Kullanılamaz duruma geçen / ayrılan malzeme miktarı, oranı …

Bu listede uzayıp gidebilir, uzatmak kolay kısaltmak zordur. Firmanız için en önemli olanlarını her dönem değerlendirerek ilerlerseniz ne tarafa gittiğinizi de görmüş olursunuz.

ERP projesinin en eğlenceli kısmı satın alma sürecidir. Şirketin çeşitli güç merkezleri başlarına ne geleceğini kestirmeye çalışırken bir yandan destekleme bir yandan engelleme hamlelerine şahit olunur ama genellikle toplantı odaları kalabalıktır. Satınalma sürecinin sonuna doğru işin kimin tarafından yapılacağı, projeyi kimin yöneteceği, kimin ana kayıtları aktaracağı, kimin formları tasarlayacağı gibi gerçekle yüzleşme dönemine geçilir. İşte bu aşamada topu başka sahaya atma girişimleri başlar…

- Projeyi gerçekleştirmek için çoğunlukla genç birinin işe alınması ve projenin onun sorumluluğuna verilmesi. Buna ?sobeleme? yöntemi diyoruz. Şirkette yıllardır çalışan, tecrübeli ve işi bilenlerin bir kenara çekilip bundan sonraki yıllarda şirketin nasıl çalışacağını, süreçlerinin nasıl işleyeceğinin kararlarını şirketi hiç bilmeyen birisinden beklemek aslında kötü bir fikir değildir ancak projeyi ?benimsememe? göstergesi olabilir.

- MRP/ERP çalışmaları bazı şirketlere mühendislik veya bilgisayar çalışması gibi görünür ve proje çoğunlukla bilgisayar veya IT departmanına ihale edilir sonra da bu arkadaşların muhasebe bilgileri hakkında espriler üretilir. Her ne kadar projenin içinde yazılım ve donanım elemanları yer alsa da bu bir bilgisayar projesi değildir; çalışmanın hedefi şirketinizin iş yapma biçimini çağın gereklerine uyarlamaktır. İşin içinde hem iş bilgisi hem de yalınlaştırma arzusu olmalıdır. Eğer şirketin IT bölümünde bu tür bir çalışan var ise ne mutlu o şirkete.

- En çok boş vakti olanı proje yöneticisi yapma önerisi ile belki de toplantılara hiç katılmamış birisinin bir anda olayla yüz yüze kalması da oldukça heyecanlı ve eğitici bir yaklaşımdır çünkü bu sayede kimlerin çok meşgul olduğu da anlaşılmış olmaktadır. Bu yöntem ?dışarıdan gelen proje yöneticisi? yöntemine benzediği için sonuç sürprizler ile dolu olabilir. Yeni bir bakış açısı ile çok başarılı sonuçlar da alınabilir ancak bir kuralı ihmal etmemek şartı ile :
Ya seçilen kişi liderliği tartışılmaz birisi olacak ya da arkasında bir adım bile geri gitmeyen ve yönetim alanı herkes tarafından kabul edilmiş birisi olacak.

- Projeyi bir danışmana teslim etmek. Tecrübeli ve bilgisi kanıtlanmış bir danışman size çok faydalı olabilir ancak  her zaman proje sizin ve şirketinizin olmalıdır. Danışmanlar tıpkı ?kavramlar? gibidir, faydalıdır, bir çok çelişkiyi çözebilirler, yolunuzu çok kısaltabilirler ama onların önerilerini hayata geçirebilmeniz için uygulayıcılara, yani size ihtiyaç vardır.

- Projeyi demokratik ortamda değerlendirmek ve herkesin fikir birliğini aramak. Bu yöntem ?ne yapılacağını bilmiyorum veya sonuç kötü olursa ben karar vermiş olmayayım ?? anlamına da gelebilir.

ERP projesinin satınalma süreci eğlenceli olsa da gerçekleştirme sürecinin özellikle ilk kısmı zor ve gerilimlidir. Bu aşamada birisinin ortaya çıkması veya şirket tarafından bulunarak  olayı sürüklemesi gerekir, eğer herkesin üzerinde anlaşacağı bir senaryo aranmaya başlanır ise bu yıllar sürebilir.