Stok için Üretim yapmakla (Make To Stock, MTS) Siparişe Üzerine Üretim yapmanın (Make To Order, MTO) farklarını ve firmaların içinde bulunduğu pazar koşullarını gözlemlediğimizde nelerin daha önemli olduğu ve planlama parametreleri ortaya çıkar. Burada bahsedilen planlama sadece üretimin kendi içinde planlanması değil, tüm firma faaliyetlerinin koordinasyonudur.

Diğer yandan aşağıdaki farklılıklar ERP yazılımının seçimi ve uygulama sürecini doğrudan etkiler..

Yeşil satırlar = Stok için Üretim yapan firmalar

Mavi Satırlar = Sipariş Üzerine Üretim yapan firmalar

Ürünler

Genellikle tanımları standart,daha az çeşit veya daha büyük üretim partileri. Ürün tanımlarındaki değişme pazar trendine bağlı.

Bir çok farklı standart, daha fazla çeşit, tanımlar hem pazar trendine bağlı hemde müşteriler tarafından değiştirilebiliyor. Standart parti büyüklüklerini yakalayabilmek tesadüflere bağlı.

Üretim Kaynakları

Üretilen çeşitler yavaş değiştiği için özel tezgah, aparat ve işgücü kullanabilme imkanı.

Standartların ve isteklerin çeşitliliğinden dolayı çok amaçlı tezgah, aparat kullanma mecburiyeti, esnek iş gücü kullanımı.

Talep

Ürünlerin çoğu standart olduğu için istatiski yöntemler ile tahminler yapabilme imkanı.

Müşteri sipariş ve spesifikasyonlarına bağlı olan bir talep yapısı. Tahmin yöntemlerinin ihtiyaç duyduğu verilerin toplama zorluğu.

Kapasite Planlama

İmalat Planı tahmini talep eğrilerine göre önceden yapılabilir. Tahmin ve Planlama arasında genellikle yeterli süre vardır.

Genellikle önceden tahmin edilemez. Müşteri taleplerine göre planlama yapılır. Plan sık sık değişebilir. Alınan siparişle, planlama çalışması arasında zaman farkı yoktur, bir arada yapılmalıdır.

Hammadde Planlama

Üretim planları daha uzun dönemler için yapılabilir, ani değişiklikler pek az olur. Hammadde alım planlarında ani değişiklikler olmaz.

Üretim planları uzun dönemler için tahmin üzerine yapılamaz, dolayısı ile hammadde ihtiyaçları aktifteki işlere bağlıdır, ani değişikler olabilir. Satın Alma bölümünün reaksiyon süresi ve imalat planı ile bağlantısı son derece düzenli ve hızlı olmalıdır.

Fiyat

Genellikle pazar koşullarına bağlı olarak üretici tarafından belirlenir.

Müşteri ile yapılacak pazarlık sonucu karar verilir, teslim süresi pazarlık konularından birisidir.

Finansal Dengeler

Üretimde önceden planlanmayan ani artışlar pek olmaz, eksilişler ise pazar trendine bağlıdır. Bu nedenle dengeleri korumak daha kolaydır.

Üretim planlarında ani artış veya eksilişler olabilir (büyük bir siparişin alınması veya iptali gibi) dolayısı ile harcamalarda dalgalanma ihtimali daha fazladır.

Teslim Süresi

Müşteri talepleri stoktan karşılandığı için müşteri tarafından bilinmez.

Müşteri ile beraber karar verilir, işin alınabilmesi, için pazarlık unsurudur.

CRM hakkında konuşulduğu zaman en çok üzerinde durulan faaliyet alanları pazarlama, satış, müşteri servisleri ve bunların otomasyonudur. Bilgisayar kullanımı ile CRM çok fazla beraber anıldığı için hatalı olarak CRM çalışmalarının IT bölümünün sorumluluğunda olduğu, bir program satın alınarak gerçekleştirilebileceği düşünülür.

Ancak bu konular doğrudan şirketin operasyon alanları ile ilgilidir, IT bölümü olayın teknik kısmında bulunmalıdır.

CRM konusuna ;

- Pazarlama faaliyetlerinin otomasyonu

- Satış faaliyetlerinin otomasyonu

- Müşteri servislerinin gerçekleştirilmesi

- E-Ticaret

gibi konu başlıklarından yaklaşılabilir. Neticede bir yerden başlayacaksınız. Biz şimdi burada bir dolu konudan bahsediyoruz ama bugün bir çok şirketin bilgisayar ortamında doğru dürüst müşteri ve kontakt listesi bile yoktur, kolay kolay olamaz da.

Örneğin satış kısmında çalışanlar bütün bilgilerin bir merkezde duracağı fikrini pek sevmeyebilirler, özellikle satış süreci uzun süren ürün satışı yapan kişiler süreç içinde biriken bilgileri paylaşmak istemezler, bu bilgileri kendilerine ait görürler. Durum böyle olunca bazı hedefler yakalanamaz.

Ancak müşteri servisleri, çağrı merkezi çalışmaları veya e-ticaret kapsamına giren çalışmalar bu gizlilik isteğinden etkilenmezler, aksine bu uygulamalar istemediğiniz kadar çok bilgiyi biriktirirler.

Dolayısı ile şirketinizde başarı sağlayabileceğiniz bir noktadan başlamalısınız ve ilk nokta satış olmayabilir.

Bu konuya devam edeceğiz

Maliyet Sistemim Daha İyi Çalışsın İstiyorum !

Ürünlerinizin size olan maliyetini bilmek, her birinin maliyet hedefi ile gerçekleşeni kıyaslamak, maliyeti yaratan unsurları izleyebilmek, müşterilerin isim isim karlılığını görebilmek ? Bunlara hızlı ve doğru sahip olduğunuz zaman şirketiniz daha verimli çalışacak, kurduğunuz yapı daha kalıcı olacak. Aksi gerçekleşiyor ise başından bir an bile ayrılamayacağınız, uyurken bile bir gözünüzün açık kalması gereken aylar, yıllar sizi bekliyor demektir.

Aşağıdaki noktaları gözden geçirerek ?Maliyet Sisteminizin? size ne kadar hizmet ettiğini değerlendirebilirsiniz :

- Bilgi, kaynağı yerine başka yerlerde, birden fazla kez işlem görüyor mu ? (Örneğin ?satın alınan malzeme depoda mı muhasebe odasında mı kayıtlara geçiyor, değişik programlara işleniyor mu ? ?)

- Farklı bölümlerin farklı yollar izleyerek hesapladığı maliyetleri var mı, yaklaşım farklılıkları toplantılarınızda konu oluyor mu ?

- ?Ama onların maliyetleri bizimkinden çok daha az? gibi cümleler şirketinizde işitilir mi ?

- Hangi ürünün size ne kadar kazandırdığını raporlarınızda görüyor musunuz ?

- Hangi müşterinizin size ne kadar kazandırdığını izleyebiliyor musunuz ?

- Kararlarınızı verirken bilgisayar sisteminizin maliyet sonuçlarını kullanıyor musunuz ?

- Maliyet sonuçları ve raporlarınızı kullanılamayacak kadar geç mi elde ediyorsunuz ?

- Hedef değerlerden sapma (varyans) analizleri yapabiliyor musunuz ?

- Sisteminiz maliyet azaltıcı aksiyonlar hakkında yol gösterici oluyor mu ?

- Çalışanlarınız sonuçlara güvenmeyip kendilerine göre ?hata payı? rezerve ediyor mu ?

Bu tip sorunları uzun süre yaşayan şirketlerin ne tip sorunları yaşayabileceğini konuşmamıza gerek yok; en iyisi biz beraber ne yapabileceğimize bakalım.

Şirketinizin maliyet haritasını çıkartarak süreçlerinizin iyileştirilmesi ve maliyet sisteminizi besleyecek kaynakların düzenlenmesini birlikte gerçekleştirebiliriz. Bunun için yazılım ekibinize destek olabilir, süreç analizi ve eğitimlerinizi gerçekleştirebilir, sistemin asıl sahiplerine denetlenebilen, sonuçları ile yön gösterebilen bir düzeni teslim edebiliriz.

Bu proje hakkında görüşmek istediğinizde cengiz@cengizpak.com.tr adresini kullanabilir veya (216) 360 65 60′dan temasa geçebilirsiniz.

Stok, firmanın damarlarında dolaşan kan gibidir ; bu nedenle onun hakkında vereceğimiz kararlarda dikkatli olmalıyız.

Bir varsayım da bulunalım :

?Eğer müşterimizin bizden istediği ürünü ışık hızı ile üretip onun bulunduğu yere sıfır zamanda gönderebilse idik ve eğer satın almak durumunda olduğumuz tüm malzemeler elimize aynı hızda geçebilse idi envanter tutmamıza gerek yoktu ve zaten tutmazdık?

Bu ütopik varsayım envanterin varlık sebeplerinden en önemli olanını belirler.

?Talep edenin (müşterinin)  teslim süresi beklentisi ile bizim (tedarikçi) onu karşılama hızımız arasında ki fark stoğun en önemli varlık sebebidir. ?

Talebi karşılamak için uyguladığımız aksiyon planı ne kadar hantal ve yavaş ise biz o kadar fazla stok tutmak zorunda kalırız, ne kadar fazla stoğumuz olursa o kadar da problemimiz olur (envanterin 6 rekabet parametresi ile ilişkisi yazısına bakabilirsiniz).

Bu kurguda bulunan fasit daireyi gözden kaçırmamak çok önemlidir. Çünkü envanter hem var olmalıdır hem de azaltılmalıdır. Eskilerin dediği gibi ?azı karar, çoğu zarar?.

Peki, bunun ölçüsü nedir ? stoğumuzun fazla olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ?

Bunun için ilk referans noktamız rakiplerimizin durumudur. Basit bir karşılaştırma için ?stok devir hızı? formülü kullanılabilir.

Stok Devir Hızı = Satılan Mal Maliyeti / Ortalama Envanter (daha fazlası için >>>)

Bu formülü kendi şirketiniz için hesaplamanız çok zor değil ancak rakibinizin verilerine ulaşmak hemen hemen imkansız olacaktır (borsaya açık şirketlerin rakkamları ile karşılaştırabilirsiniz).

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorabilirsiniz :

?Operasyonumu yavaşlatan, ürüne değer katmayan ama süreyi uzatan prosedürlerimiz veya alışkanlıklarımız nelerdir ??

Bu soruya vereceğiniz samimi cevaplar size hangi yolu izlemeniz gerektiğini gösterecektir.

İki önemli noktayı da hatırlamak faydalı olacaktır :

1. Süre kısaldıkça envanter azalır (veya azaltılabilir).
2. Sebepleri ortadan kaldırmadan envanter azaltılmamalıdır.

Slayt 14

ENVANTER AZALTILMALI MI?

Envanter, firmanın damarlarında dolaşan kan gibidir ; bu nedenle onun hakkında vereceğimiz kararlarda dikkatli olmalıyız.

Bir varsayım da bulunalım :

?Eğer müşterimizin bizden istediği ürünü ışık hızı ile üretip onun bulunduğu yere sıfır zamanda gönderebilse idik ve eğer satın almak durumunda olduğumuz tüm malzemeler elimize aynı hızda geçebilse idi envanter tutmamıza gerek yoktu ve zaten tutmazdık?

Bu ütopik varsayım envanterin varlık sebeplerinden en önemli olanını belirler.

?Talep yapanın teslim süresi beklentisi ile bizim onu karşılama hızımız arasındaki fark envanterin en önemli varlık sebebidir. ?

Talebi karşılamak için uyguladığımız aksiyon planı ne kadar hantal ve yavaş ise biz o kadar fazla envanter tutmak zorunda kalırız, ne kadar fazla envanterimiz olursa o kadar da problemimiz olur (envanterin 6 rekabet parametresi ile ilişkisi).

Bu kurgudaki fasit daireyi gözden kaçırmamak çok önemlidir. Çünkü envanter hem var olmalıdır hem de azaltılmalıdır. Eskilerin dediği gibi ?azı karar, çoğu zarar?.

Peki, bunun ölçüsü nedir ? Envanterimizin fazla olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ?

Bunun için ilk referans noktamız rakiplerimizin durumudur. Basit bir karşılaştırma için ?envanter dönüş hızı? formülü kullanılabilir.

Envanter Dönüş Hızı = Satılan Mal Maliyeti / Ortalama Envanter

Bu formülü kendi şirketiniz için hesaplamanız çok zor değil ancak rakibinizin verilerine ulaşmak hemen hemen imkansız olacaktır (borsaya açık şirketlerin rakkamları ile karşılaştırabilirsiniz).

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorabilirsiniz :

?Operasyonumu yavaşlatan, ürüne değer katmayan ama süreyi uzatan prosedürlerimiz veya alışkanlıklarımız nelerdir ??

Bu soruya vereceğiniz samimi cevaplar size hangi yolu izlemeniz gerektiğini gösterecektir.
İki önemli noktayı da hatırlamak faydalı olacaktır :
1. Süre kısaldıkça envanter azalır (veya azaltılabilir).
2. Sebepleri ortadan kaldırmadan envanter azaltılmamalıdır.

ERP, şirketinizin nerede ise bütün noktalarını bir araya getirmeye, bilgi entegrasyonunu sağlamaya çalışan içe dönük bir uygulamadır. Diğer bir deyim ile başarılı bir ERP çalışmasını gerçekleştiren şirketin bunu yaptığını, müşterileri ve tedarikçileri bazı değişen prosedürlerden veya düzelen hizmet seviyesinden dolayı anlayabilirler, bazen de bunu hissetmezler, bazen de tam tersi olup her şey daha karışmış olabilir.

Bir şirketin kendisini yenilemek, içinde bulunduğu tedraik zincirinde güçlü olabilmek için ERP gibi kendisini düzene sokan bir uygulamaya çok ihtiyacı vardır ancak kullanılabilecek imkanlar bununla sınırlı değildir.

Gelişen haberleşme olanakları ve internet dünyası firmalara daha hızlı ve tasarruflu çalışabilmeleri için yeni imkanlar sunmaktadır, hem yeni imkanlar sunmakta hem de yeni zorluklar yaratmaktadır.

E-Business uygulamalarının tümü bilginin hızlı değişimi ve ulaştırılması prensibine dayanmaktadır.

Örneğin bir müşteriniz internet üzerinden sipariş verirken hesap durumuna bakmak isteyebilir (son durumu gösteriyor olmanız gerekiyor), sipariş ettiği ürünün mevcut olup olmadığını öğrenmek isteyebilir (o andaki stoğu iletmeniz gerekiyor), daha sonra ise siparişinin hangi aşamada olduğunu öğrenmek isteyebilir.

Bütün bunların olabilmesi için firma içi entegrasyon tamamlanmış olmalıdır. Bundan dolayı ERP çalışmasında yol almış firmaların E-Business uygulamalarına geçişi de hızlı olacaktır.

Şu anda kendi içlerinde otomasyonlarını geliştirmemiş firmaların işi ise giderek zorlaşmaktadır. Kendi iç entegrasyonlarını tamamlayamadıkları sürece E-Business uygulamalarında da ilerlemeleri çok mümkün değildir.

Yapılması Gerekenler

Üretim alanlarını sık sık gezin ve temizliğini gözlemleyin. Temizliğe öncelik verin.

Düzeni korumak herkesin işidir.

Bütün araçlar ve malzemeler için belirli yerlerin olması gerekir, bunu garantileyin.

Araçları ve malzemeleri kolayca ayırt etmek için renkli işaretler kullanın.

Araçlara ve malzemelere kolayca ulaşılabilmelidir, bunu garantileyin.

Kullanılacak malzemeler işin yapıldığı noktada, kolayca ulaşılabilir olmalıdır.

Yapılmaması Gerekenler

Bir operatörün eğilerek veya fiziğini zorlayarak malzeme veya araçlara ulaşmaması gerekir, buna imkan tanımayın.

Düzen ve temizliği sağlamak bir başkasının zaman zaman yapacağı bir iş değildir.

Operatörlere, zorlandıkları noktaların nasıl iyileştirilebileceğini sormayı ihmal etmeyin.

Stok Maliyeti hesaplamak için temel olarak 3 yöntem vardır;

- FIFO (İlk Giren İlk Çıkar)
- LIFO (Son Giren İlk Çıkar)
- Ortalama veya Ağırlıklı Ortalama

Bu çalışma FIFO Stok Maliyeti hesaplamanın adımlarını basitçe göstermek için yapılmıştır, umarım izleyenlere faydalı olur.

FIFO ? First In First Out / İlk Giren İlk Çıkar işletmeler açısında aslen bir stok kullanma yöntemidir. Bu yönteme göre firma her zaman ?en eski tarihte satınalınmış veya üretilmiş olanı? satar veya kullanır.
Stok Maliyetlendirme açısından ise – bu sistemi fiziksel olarak uygulamasanız bile – ?en eski tarihte satınalınmış veya üretilmiş olanın? maliyet değerinin (giriş fiyatı) kullanılarak sistemin çalıştırılması anlamına gelir.
Bu sunumda FIFO stok maliyetlendirmenin ve kalan stoğun nasıl hesaplandığını izleyeceksiniz (11 Sayfa /PDF)

Bu sunum site üyelerinin gönderim listesindedir, bu ve bunun gibi sunum, araştırma, ERP, Stratejik Planlama, Yalın Üretim Teknikleri, Tedarik Zinciri Uygulamaları gibi konular ile ilgileniyor iseniz  siteme ücretsiz üye olabilirsiniz …

Seminerin Konusu

Bilgisayarınızda gördüğünüz stok mevcutları ile fiziksel sayımlarınız her seferinde farklı çıkıyor ise ?veya ERP/MRP çalışması içinde iseniz veya doğruyu söyleyen maliyet rakkamları peşinde koşuyorsanız ?stoklarınızın kayıt doğruluğu? için büyük bir adım atmalısınız ?

Bilgisayarınızın gösterdiği stok mevcutları ile gerçek birbirinden farklı olduğunda bir dizi problem yaşarsınız. Halbuki dünya ölçeğinde, kurumsal bir şirket olmanız için doğruluk oranınızın en az % 95 olması gereklidir (100 farklı kalemden sadece 5 tanesinin sayım ile kayıt miktarlarının farklı olma durumu). Bu seminerde şirketinizin stok kayıtlarının 90 gün veya daha kısa bir sürede % 95 doğruluk seviyesine nasıl ulaştırabileceğinizi, bu seviyeyi farklı Sayım Yöntemleri ile nasıl devam ettirebileceğinizi öğreneceksiniz.

Seminer İçeriği

Stok Kayıt Doğruluğu Nedir, Nasıl Ölçülür

Kayıt Doğruluğu İçin 3 Aşamalı Yaklaşım

I . Dizayn ve Hazırlık Aşaması

Stok Kodlama Örnekleri
Depo İşlemleri, İş Akış Analizi
Başlangıç Noktasının Tespiti

II . Açılış Kayıtlarının Elde Edilmesi, Sayım Yöntemleri

Hangi sayım yöntemlerini kullanarak başlayabiliriz ?

III . Cycle Counting (Periyodik Kısmi Sayım)

4 Örnekleme Yöntemi,
Tekrarlama Frekansı,
Hataların Bulunması

Şirketinizde CYCLE COUNTING çalışmasını nasıl başlatabilirsiniz ?

Örnek proje planı

Bu seminere niçin katılmalısınız

ERP ve Tedarik Zinciri çalışmalarının tam ortasında yer alan ?Stok Sisteminiz? hatalı sonuçlar ürettiğinde ERP, Tedarik Zinciri veya MRP çalışmalarınız ağır darbe alır ve tedarik zinciri içinde zayıf halka durumuna düşersiniz.Tedarik zinciri içinde zayıf halka olmak ise iş kaybı, daha fazla taviz, müşteri kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Bunun alternatifi ise sağlıklı bir stok sistemine sahip olmak; bu sayede bedeli yüksek problemlere en baştan engel olmaktır.
Kimler Katılmalı

Depo, Üretim ve Sevkiyat Bölümü Çalışanları, Lojistik ve Satınalma Yöneticileri,
ERP/MRP Uygulama Grup Üyeleri, Yalın Üretim Takımı Üyeleri,
Maliyet Muhasebesi ve Bilgi İşlem Sorumluları.

SEMİNERE KATILIM

Katılmak isteyen firmaların aşağıdaki katılım formunu doldurup katılım bedelinin yatırıldığına dair banka dekontu ile birlikte en geç 30 Mart 2010 tarihi saat 12:00?a  kadar GESİAD(tan Ahmet AY?a) (Faks:0 262 643 77 31) (Tel: 0 262 641 16 87) (mail: egitim@gesiad.com.tr) iletmeleri gerekmektedir.

NOT: Banka Dekontunun Açıklama Bölümüne Firma İsmi ve Eğitimin İsmi yazılması gerekmektedir.(Kontenjan Sınırlıdır)

KATILIM FORMU

KATILIMCININ:

AdıSoyadı                         :

Firma Ünvanı (Tamolarak)  :

Adresi                              :

V.Dairesi&Numarası          :

E-Mail                              :

Telefon &Faks & GSM       :

5S çalışması yapanlar bulundukları noktayı Radar Grafiği üzerinde görebilmeleri için bu MS Excel dosyasından faydalanabilirler.

Dosyayı indirmek için tıklayınız >>>

.

.

.

Şirketinizde Stok Kayıt Doğruluğunun Sağlanması Nasıl Gerçekleştirilecek ?

Şirketinizin stoklarını bilgisayarlarınız bilemiyor, sürekli sayarak ilerlemeye çalışıyor iseniz beraberinde fazla veya eksik satınalma, doğru olmayan maliyet, zamanında yetişmeyen siparişler, bütün bunları toparlamak için israf edilen zaman gibi sonuçları yaşarsınız.

Dünya Klasında firmanın stok kayıt doğruluğu için alt limiti %95?tir. Diğer bir deyim ile 100 kalem stoğunuzun en fazla 5 tanesinin beklemediğiniz şekilde farklı çıkması ? İlk bakışta ne var bunda bizimki de böyledir herhalde diye düşünenlerden olabilirsiniz. Ancak eğer değil ise kayıplar yaşıyor ama bunları kayıt altına almadığınız için gündeminize de almıyorsunuz demektir.

Şirketinizde stok kayıt doğruluğunun % 95 olup olmadığını anlamanız hiç güç değil, aşağıdaki soruların cevaplarını zihninizde tartmanız yeterli ?

* Sürpriz eksiklikler, var sanılanın yok olması sık yaşanır mı ?
* Kayıtlarda olmayan malzemenin raflarda bulunması yaşanır mı ?
* Kayıtlara bakmak yerine ?yerinde kontrol yapmak? alışkanlığı var mı
* Kayıtlara inanıyorum ile inanmıyorum diyenler, kim ağır basıyor ?
* Stok hareketleri oldukları yer ve zamanda işleniyor mu ?
* Firmanın kayıt doğruluk hedefi var mı ?
* Sık sık acil sipariş verir misiniz ?

Bu sorunu çözebilmek için firmalar genellikle bilgisayar yazılımı alırlar, barkod sistemi kurar veya kurunca bu sorundan kurtulacaklarını ümit ederler. Aradan geçen yıllarda firmalar bilgisayarlar aldı, yazılımlar uygulandı ama hala daha stok kayıt doğruluğu ciddi ve çözülememiş bir problem olarak gündemde; peki niçin böyle oluyor ?

Çünkü bu problem teknik bir problem değil, bir iş problemi. Bilgisayar ve yazılım ürünleri bu problemin çözümünde yardımcı olurlar ama tek başlarına bu sorunu çözemezler. Bunun kanıtı bugün şirketlerin büyük çoğunluğu için problemin hala daha geçerli olması, bu konuda verilen seminerlerin en çok sayıda kayıt alıyor olmasıdır.

Şirketinizin stok izleme sistemini baştan sona gözden geçiren, iş akışınızı olması gereken hale getiren ve sonunda da güvenebileceğiniz stok kayıtlarına sahip olmanızı sağlayacak proje / danışmanlık konusunda konuşmak isterseniz cengiz@cengizpak.com.tr adresini kullanabilir veya (216) 360 65 60′dan temasa geçebilirsiniz.

Otonom bakım 7 adımda uygulanır ve bir ekip çalışmasıdır

1- Makinanın günlük temizliği ve sorun belirtilerinin öğrenilmesi
2- Kirlenmeyi engelleyecek yöntemlerin öğrenilmesi, zor ulaşılan yerlerin kolay ulaşılır hale getirilmesi
3- İlk temizlik,inceleme ve yağlama standartlarının oluşturulması
4- Kontrol prosedürleri hakkında genel eğitim yapılması
5- Kontrolların ?otonom? yapılmaya başlanması
6- Standartların ve Görsel Yönetimin uygulanması
7- Tam Otonom Bakımın başlaması

Bir iş başvurusu yaparken görüşmecilerin “yeterlilik” konusunda nelere önem verdikleri araştırıldığında şimdi sayacağımız 10 özellik öne çıkar. Aranan kişi ister bir genel müdür, ister bir satış görevlisi olsun aranan temel  özellikler hemen hemen hiç değişmez … Eğer kariyerinizi etkileyecek iş görüşmelerinden başarı ile çıkmak istiyorsanız bu 10 özelliğin üzerinde çalışmalı ve kendinizi geliştirmelisiniz.

1. İnsanlar ile iletişim

Bir fener kulesinde yalnız başına çalışmayacak iseniz iletişim yeteneğiniz önemlidir. Görüşme esnasında aşağıda ki gibi konular sorgulanabilir.

- İş arkadaşlarınızın veya müşterilerinizin ihtiyaçlarını dinleyebilmek
- Bire bir veya gruba bilgi aktarabilmek
- Müşteri şikayeti, tartışmalar gibi zor durumları yönetebilmek
- Başkalarının okuması için rapor ve döküman hazırlayabilme

2. İkna kabiliyeti

Bir çok görüşmeci iyi iletişim özelliklerinin yanısıra ?ikna kabiliyeti? olan adayları bulmaya çalışır; bunun için aşağıda ki gibi konuları incelerler.

- Kendi bakış açınızı bir başkasına nasıl anlatabildiğiniz.
- Birisinin fikrini değiştirerek sizin gibi düşünmesini sağlamak

- İkna kabiliyeti sorunları dinledikten sonra karşı tarafı bir ürün veya servis almaya yönlendirme aşamasında çok gerekli bir özelliktir.

3. Analiz edebilme

Yöneticiler her zaman durumu analiz edebilen kişileri tercih ederler. Görüşmeden önce aşağıda ki gibi durumlarda ne yapabileceğinizi düşünmelisiniz.

- Bir konu veya sorun hakkında bilgi toplayabilme
- Karmaşık bir problemi küçük ve daha basit parçalara ayırabilme
- Farklı opsiyonların iyi ve kötü yanlarını ayrıştırabilme

4. Problem çözebilme

Herkes, hangi görev için olursa olsun sorunu anlayıp onu çözebilen kişileri tercih ederler. Bu nedenle iş görüşmenizde aşağıdaki gibi noktaları konuşmaya hazır olmalısınız.

- Bir problem ile nasıl uğraşabileceğiniz üzerine önerileriniz
- Beyin fırtınası gibi çalışmaları başlatabilmek veya katılmak
- Bir problemi çözmek veya onunla uğraşmak için izleyeceğiniz yol

5. Kendi başınıza iş yapabilme yeteneği

Şirketler sadece kendisine verilen işi değil aynı zamanda insiyatif kullanabilen, yaptığı işi geliştirebilen kişileri işe almak isterler. Bu nedenle aşağıda ki gibi sorular ile karşılaşabilirsiniz.

- Hayal kırıklığı yaşadığınız ama kendinizi toplayarak işinizi başarı ile sürdürdüğünüz olaylar
- Orjinal bir fikrinizi uygulayıp başarılı olduğınız bir durum
- Bir hedefe ulaşabilmenizi engelleyen güçlükleri ortadan kaldırmanız

6. Ekip üyesi olabilme

İşverenler her zaman takım çalışmasının öneminden bahsederler. Bu nedenle aşağıdaki gibi anılarınızı hatırlamalısınız.

- Bir takım ardaşınıza nasıl yardım ettiğiniz
- Takım arkadaşlarınız arasında bir anlaşmazlığı nasıl çözdüğünüzü
- Takımın çıkarlarını kendi çıkarınızın önüne nasıl koyduğunuzu

7. Çabuk ?hazır olma?, hızlı öğrenebilme

Özellikle giriş seviyesi işler için işverenler hızlı yetşişebilecek kişileri seçmeye çalışırlar. Yöneticiler kendilerini çok uğraştıracak kişilerden uzak durmaya çalışırlar. Bu nedenle aşağıdaki gibi sorgular ile karşılaşabilirsiniz.

- Bir iş veya görev için nasıl hızlı adapte olduğunuzu
- Kendi kendinize çalışarak bir konu hakkında nasıl uzmanlaştığınız
- Çok az kontrol ve denetim altında yeni bir yeteneği nasıl kazandığınız

8. Esneklik ve adaptasyon

Görüşmeciler açık fikirli, ön yargıları olmayan, yardım sever kişileri istihdam etmek isterler. Görüşme esnasında aşağıdaki konular ile karşılaşmaya hazır olmalısınız.

- Bir projenin zamanında tamamlanabilmesi için kendinizden ne verdiniz
- Görev tanımınızda olmasa bile bir başkasına yardım edişiniz
- Bir başkasının açıklamasını dinledikten sonra kendi fikrinizi nasıl değiştirdiniz.

9. Planlama ve organizasyon

İşverenler kendi iş yükünü yönetebilen kişileri tercih ederler. Bu konuda onları ikna edebilmek için aşağıdaki gibi konulara ait fikriniz olmalı.

- İşleri zamanında yetiştirmek üzere doğru öncelikleri planlama
- Bir projeyi planlamış olma ve tamamlama
- Bir işin yapılabilmesi için başka kişileri organize edebilme

10. Büyük resmin farkında olmak

Bir çok işveren çalışanlarının dar görüşlü olduğunu, kendi yaptıkları işten başka bir şeyi anlamaya çalışmadıklarından şikayetçi olur. Eğer kendinizin böyle olmadığını doğru olarak aktarabilirseniz büyük avantaj elde edersiniz. Bunun için aşağıdaki gibi davranmalısınız.

- Kendi departmanınız dışındaki kişiler ile ilişki kurabilmeniz
- Bir müşteriniz, tedarikçiniz veya rakibiniz hakkında (firmanızın) ilginç bir bilgiyi iş arkadaşlarınız ile paylaşmak
- Kendi yaptığınız işin başka ekipleri nasıl etkileyebileceğini düşünmek.

Kolay gelsin

Fazla Stok, yumuşak, darbeleri emen bir yastık gibidir, hızla gelen problem ona çarpınca yumuşar, can acıtmaz.
Fazla Stok bir kader değil bedeldir, niçin ödendiği bilinirse daha az ödemenin yolu da bulunabilir.

Bu sunumda fazla stoğun 12 sebebini bulacaksınız, sebepler yok edilmeden stok azaltılamadığı için işte size yok etmeniz gereken sebepler …. (17 Sayfa / PDF)

Bu sunum site üyelerinin gönderim listesindedir, bu ve bunun gibi sunum, araştırma, ERP, Stratejik Planlama, Yalın Üretim Teknikleri, Tedarik Zinciri Uygulamaları gibi konular ile ilgileniyor iseniz  siteme ücretsiz üye olabilirsiniz …

Bilirsiniz bazen bir şeyin ne olduğunu tarif edebilmek için saçma sapan sorular sormak yardımcı olabilir. Bu tip yaklaşımlara bugünün canı burnunda profesyonelleri “gerçekçi olmayan şeyler ile vakit kaybetmeye gerek yok” diye tepki verirler (çoğunlukla, saçma sapan düşünecek isek biz de saçmalayabiliriz, ne var bunda şeklinde …). Peki gerçek nedir ?  Ya da kime göre gerçektir kime göre değil ? …

Bir siparişi niçin takip ederiz, işte size 3 sebep

1 ? Siparişin bulunduğu pozisyonu tespit etmek

Gecikmesiz, düzgün çalışan teşkilatlar için bu konuda kaynak harcamak boşunadır ancak müşteriye farklı bir tatmin sağlıyor olabilir (DHL,Fed-Ex takip sistemleri bunu yapar, her aşamayı internet üzerinden izleyebilir, kutunuzun size doğru yaklaştığını hissedebilirsiniz). Örneğin bir üretim siparişinin müşteriyi bilgilendirmek için izlenmesi artık nerede ise mutlaka gereklidir, ancak dikkat ederseniz bu işe harcanan kaynak ?siparişin tamamlanma süresi kısaltıldıkça azalmış olacaktır?. Kısacası süre kısalır ise masrafınız azalır, masrafınızın azalması iyi bir şey olduğuna göre izliyor olmanızın ne anlama geldiğini size bırakıyorum.

2 ? Sipariş maliyetini tespit etmek

Siparişi operasyon operasyon izleyip adım adım maliyetini oluşturmak ve izlemek yönetiminiz açısından gerekli ve şart olabilir. Kısacası ne kadar az adım ile takip ve kontrol edebiliyor ise o kadar az zaman ve kaynak harcayacağımıza göre amaç süreyi kısaltmak ve takip etmeyi gereksiz hale getirmek olamaz mı ?
.
3 ? Siparişin teslim tarihini kaçırmamak

Çok satılan Yıldız Ürünler ile Özel Takip Edilmesi Gerekenler ayrılırsa teslim tarihi izleme gereksinimi de azalacaktır. Yıldız ürünlerimizi basit ve periyodik bir mekanizma içinde teslim etmek, sadece az satılan ürünlerimizi özel takip etmek toplam verimliliğimizi arttıracaktır. Her şeyi özel bir sipariş gibi planlamaya çalışma israftır. Bu konu hem satarken hem de alırken geçerlidir. Örneğin “tedarikçi tarafından yönetilen stok” bize önemli bir operasyonel kolaylık sağlamanın yanısıra büyük tasarruf da sağlayabilir.
.
Görüldüğü gibi her şey Siyah – Beyaz değil. Örneğin siparişleri takip etmek için harcadığımız iş gücünü azaltmak için bu işi bir B2B sistemine devredebilir, üstelik bu sayede müşteri memnuniyetini de arttırmış olabiliriz (çünkü B2B sisteminiz yemeden, içmeden 24 saat çalışıp müşterinizi bilgilendirebilir).

İş arama süreciniz içerisinde başvuru yapmış olduğunuz bazı firmalardan mülakat daveti alabilirsiniz. Peki bu mülakatlara nasıl hazırlanmalısınız?

Ön Hazırlık

Evde Çalışmak:

Evet yanlış okumadınız. Evde mülakata hazırlanmak size çok şey kazandıracaktır. Eğer mülakatta size sorulabilecek olan soruları yaklaşık olarak tahmin edebiliyorsanız bunların cevaplarına evde sesli bir şekilde hazırlanmanız sizin için yararlı olacaktır. Hayatınızda ilk defa görüştüğünüz, tanımadığınız bir kimsenin size çok kısıtlı bir zaman diliminde üst üste sorduğu bir çok soru sizi sıksa da bu durumla daha önceden yapacağınız bir hazırlıkla kurtulabilirsiniz.

Araştırma Yapmak:

Görüşmeye gideceğiniz firmayı önceden mutlaka araştırın. En temel olarak kaç çalışanı olduğunu, faaliyetlerinin ne olduğu, kaç yıldır faaliyette olduğu konularını araştırmanızı öneririm. Hatta bir adım daha öne geçmek için sektördeki diğer şirketleri de inceleyin ve görüşmeye gittiğiniz şirkette anlatacağınız genel kültürünüz olsun. Sektörü takip ettiğinizi gösterin.

Kıyafet ve Özgeçmiş:

Görüşmeye gideceğiniz kıyafetlerinizi özenle seçmeye çalışın. Uyumsuz ve spor kıyafet giymemeye çalışın. Çok nadir de olsa küçük şirketlerin bazılarında ve bazı iş alanlarında kıyafet çok problem teşkil etmese de bu genellikle önemli bir sorundur. İş görüşmesini yürüten görüşmeci genellikle sizi bir bütün olaran inceler. Kıyafet, söz diksiyon, davranış, bilgi, tecrübe, saygı, özgüven, uygunluk, kişilik bunlardan bazılarıdır.

Mülakat Zamanı

Mülakat zamanı gelmeden hemen evvel saatinizin doğruluğundan emin olun. Mülakat yeri ile eviniz veya mülakata gideceğiniz yerin uzaklığını ve ulaşım imkanlarını iyice araştırın. Zira mülakata geç gitmek pek te iyi karşılanmaz. Mülakata geç gitme olasılığınızı düşünerek en az 15 dakika evvel mülakat yapılacak yerde bulunmanız yerinde olacaktır.

Bazı tavsiyeler;

1- Mülakat?ta başarılı olmak için öncelikle bilginize hakim olmak durumundasınız; Bu şu anlama gelmektedir. Başvurduğunuz pozisyonla ilgili ne kadar teknik detay biliyorsunuz ve ne ke kadar konudan anlıyorsunuz. Bunu görüşmeciye gösterebilmelisiniz.

2- Heyecan yapmayın; en nihayetinde karşınızdaki de sizin gibi bir insan ve size ayırmış olduğu o 1 saatlik zamanında onun tek amacı karşısındaki adayın kendi şirketi için ne kadar uygun olduğunu anlamaya çalışmaktır. Burada yapılacak en doğru davranış lafı çok uzatmadan size sorulan sorulara objektif, kısa ve net cevaplar vermenizdir.

3- Konuşmanız sırasında yumuşak ve net bir üslup kullanmanız yerinde olur. Kendinizden emin olmalısınız. Konuşma esnasında vücut dilinizi de doğru bir şekilde kullanmanız görüşmeciyi etkileyebilir. Ancak vücut dilinizi dikkatli ve doğru kullanmanızı öneririm. Zira bacak bacak üstüne atma, bacağı uzatma, masaya el ile hafifçede olsa vurma, kolları kavuşturma, elleri kenetleme görüşme sırasında tercih edilmemesi gereken bazı hareketlerdir.

4- Görüşme sırasında görüşmecinin konuşmasını kesmeyin. Tane tane ve kısa cümleler kullanarak konuşmaya çalışın. Konuyu uzatmadan, başka konulara sapmadan konuşmanızı gerçekleştirin

5- Görüşme sırasında eski işyerinizi kötülemeyin veya negatif cümleler kurmamaya çalışın. Yüzünüzde bir sıkıntı, bıkkınlık, tedirginlik olmamalı. Bunun yerine gözlerinizin iç gülmeli, tebessüm etmelisiniz. Zira somurtkanlık pek te hoş karşılanmaz.