Şirketlerin yoğun rekabet alanının “Kırmızı Okyanus” olduğunu düşünün. Herkes kan revan içinde olduğu için burası kan kırmızı olmuş. Diğer yanda ise pırıl pırıl Mavi Okyanus … Burası rekabet dışı alan, rakiplerinizin olmadığı sadece sizin olduğunuz sular, bol besin kaynağı olduğu için hızlı gelişebileceğiniz bölge.

Mavi Okyanus Stratejisi şirketlerin kızıl okyanustan mavi olanına nasıl geçiş yapabileceklerine dair bir yol tarifi içerir, şimdi biz bu stratejinin araçlarından biri olan 4 eylem yaklaşımından kişisel olarak nasıl faydalanabileceğimize bakacağız.

4 Eylem Yaklaşımı Nedir ?

Mavi Okyanus Stratejisinin kilit taşı “değer yaratma sürecidir”. Değer yaratmayı iki boyutta düşünebiliriz, “algılanan değerin” arttırılması ve bu değerin ortaya çıkması için kullanılan kaynakların ve “maliyetin azaltılması”. İşte bu süreci yaratabilmek için 4 eylem yaklaşımı bir metod olarak kullanılabilir.

Şimdi bir düşünün, toplantıda bir yönetici  “algılanan değeri” arttırmalıyız diyor, bir diğeri ise “maliyetleri” azaltmalıyız; şimdilik diğerlerinin ne söylediğine bakmadan şu soruyu soralım : NASIL ?

İsterseniz soruyu kişiselleştirelim. “Şirkete olan katkımı nasıl arttırabilirim ve bunun için izlemem gereken en kısa yol ne olabilir ?”

Gördüğünüz gibi teması aynı olan iki soru, ilkini cevaplandırırsanız şirketinize ait  ikincisini cevaplayabilirseniz kendinize ait bir problemi çözmüş olacaksınız.

Peki bu soruya “Mavi Okyanus Stratejisi” uygulama planı içinde yer alan 4 Eylem Yaklaşımı nasıl bir çözüm yolu öneriyor !

Problemi 4 eksene ayıracağız, bunlar Arttır – Eksilt, Yarat/Ekle – Yok Et şeklinde olacak.

Arttır, Neyi Arttır sorusunun cevabı “şirketinizin, şirket stratejinizin, yöneticilerinizin daha fazla ne beklediğini, nelere değer verdiklerini, nelere ihtiyaç duyduklarını” içermeli. Kendinizde neyi arttırmalısınız ? İşte bunun için kendinizi objektif değerlendirmeli ve etrafınızda bulunan iş ortamının sizden ne beklediğini bulmalısınız. Bu söylendiği kadar kolay değildir, çünkü kendinizi objektif değerlendirmeniz ve yüzleşmeniz zor olacaktır. Örneğin siz kendinizi bilgili ve tecrübeli, insan ilişkileri iyi olarak görüyor olabilirsiniz ama bakalım iş arkadaşlarınız buna katılıyor mu ? İşte bu sorunun cevabı size “neyi arttırmanız gerektiğini gösterecektir”. Belki iletişiminizi, belki bilginizi, belki hızınızı arttırmak zorunda olduğunuzu görecek belki de size sağlanan konfor zonunu terk ederek şirketinizde başarılı kaleciler arasına katılmanızın sizin için iyi olacağını göreceksiniz.

Şimdi sıra Eksilt kısmında. Yaptıklarımız arasında neyi eksiltmeliyiz. Örneğin takım çalışmalarına daha fazla katılmak, daha fazla sahaya inerek incelemeler yapmayı arttırmamız gerektiğini düşündük peki bunu yapabilmek için gerekli zamanı nasıl bulacağız… belki de bir şeyleri eksilterek. Belki de şu anda hazırladığımız, pek fazla kişinin işine yaramayan elektronik tablo veya dosyalama çalışmalarına ayırdığımız zamanı eksilteceğiz. Kariyerimize ve şirketimize değer katmayan ama yaptığımız şeyler neler ? İşte bunları listeleyin. Kolay mı ? Değil ? Çünkü bir insanın yapmakta olduğu şeyleri değersiz olarak düşünmesi zordur ama yine de bu yolu izlemeli ve 1 gün içinde yaptığınız işlerin katkılarını mutlaka gözden geçirmelisiniz. Diğer yandan eksiltmeniz gerekenler “kişisel özellikler” denilen şeylerde olabilir. Örneğin “şüphecilik ve negatif tutum” veya “aşırı titizlik gösterisi ve sonuçta bir şey yapmama” veya “uzun konuşma” gibi özellikler eksiltmeniz gerekenler olabilir. Ne demiş ünlü heykeltraş Rodin “taşın fazlasını atıyorum geriye heykel kalıyor”.

Şimdi gelelim Yarat/Ekle boyutuna. Kimsenin sahip olmadığı, sunmadığı beceriler ve özellikler bu kısımda yer alır. Bu özellikler öyle olabilir ki “yöneticileriniz bir kez bile bahsetmemiş, kelimelere dökememiş olabilir”. Bu tür yetkinlikler sorarak değil genellikle hissederek bazen deneyerek veya insiyatif alarak bazen de şans sayesinde ortaya çıkar. İş hayatınızı ve kendiniz için öngördüğünüz hedefi düşünün, neyi “özellikleriniz arasına” eklemelisiniz ? Diyelim ki bir şirkette endüstri mühendisi olarak çalışıyorsunuz, neyi kendinize eklemeniz şirketinize önemli bir katkı sağlayacak … Japonca öğrenmek mi, muhasebenin nasıl çalıştığını anlamak mı, pazar ve pazarlamanın detaylarını anlayarak ürün mühendisliği veya hedef maliyetlendirme konusunda uzmanlaşmanız mı ? Bunların hiçbirisi okulda okurken aklınızdan bile geçmemiş konular olabilir ama adaptasyon yeteneğiniz yüksek ise ortamın beklentilerini anlayarak onları kendi lehinize kullanabilirsiniz.

Son olarak Yok Et başlığına bakacağız. Yok edeceğimiz özellikler ile diğerlerinden, rekabet ettiğimiz kişilerden uzaklaşmalıyız. Yok ediyor olmak bize zaman ve kaynak kazandıracak ve biz de bu kaynağı başka alanlarda kullanacağız. Diyelim ki okuldan çıkacaksınız ve büyük holdinglerin 2 dil bilenler arasından tercih yaptığını öğrendiniz ve siz sadece 1 yabancı dil biliyorsunuz … Şimdi buna karşılık ikinci bir dil öğrenerek listeye girmek mi uzun vade için önemlidir yoksa daha az kişinin uzmanlaşabildiği özel bir konuya yönelmek mi ? Belki de “o özel konu” sizi doğrudan liste başı yapacak olabilir. Bazılarımız genel olarak değer verilen özelliklerin peşinde koşarken bazılarımız ise bunlara hiç önem vermeyip başka yetkinlikler peşinde koşmayı seçer. Elbette sadece yok etmek, o özellikler için zaman harcamamak yetmez. Bu harcanmayan zamanı başka konulara ayırarak onları arttırmak veya yaratmak gerekir.