Kendinizi işin altında ezilmiş, başınızı kaşıyacak vakti olmayan birisi gibi mi görüyorsunuz ?

İşinizde ilerlemeniz yavaşladı mı ?

Aynı işleri çok iyi yaparak ilerleyemeyeceğinizi mi anladınız yoksa !

Ne kadar sıkı çalışırsanız çalışın sonunda yapabileceğiniz saatleriniz ile sınırlıdır. Dolayısı ile yapabilecekleriniz ve yardımcı olabileceğiniz insanların sayısı sınırlıdır. Sonuçta başarınız sınırlanmış olur.

İşinizde iyi iseniz insanlar sizden daha fazlasını ister. Sonuçta yükünüz ve gerginliğiniz artar, yetişemeyince de mutluluğunuz artmaz. Diğer yandan bu durumun iyi yanı da var. Eğer bu sınırları kaldırabilirseniz büyük bir başarıya ulaşabilirsiniz.

Sınırları kaldırabilme, probleminin çözümü delege etmeyi öğrenmek ile başlar, sizden istenenleri başarı için organize edilmiş bir ekibe devredebilmeyi tamamlamadan sizin de işinizde çok ilerlemeniz mümkün olmayacaktır.

İnsanlar niçin delege etmez ?

İşlerinizi doğru biçimde delege edebilmeniz için delege etmekten kaçınıyor olmanın bir numaralı sebebini düşünmeniz gerekir.

Çoğu kişi ön hazırlık için harcanacak zaman ve enerjiden kaçındığı için delege etmez.

Örneğin tasarımını yaptığınız bir ürünün broşürünü siz mi daha iyi ve hızlı hazırlarsınız yoksa şirketinizde çalışan başka birisi mi ?

İçini dışını bildiğiniz, rüyanızda bile gördüğünüz bir ürünü kim sizden daha iyi anlatabilir ki ! Üstelik bunu yapıyor olmaktan zevk de alıyor olabilirsiniz. Asıl soru sizin için eğlenceli olup olmayacağı değil, bunun zamanınızı kullanmanın en iyi yolu olup olmadığıdır.

İlk bakışta işi yapmak bir başkasına arkasındaki stratejiyi anlatmaktan daha kolay gözükse de bir başkasına delege etmek için 2 iki iyi sebebiniz var :

1. Eğer o ürünü en iyi anlatabilecek kişi sizseniz muhtemelen etkin bir pazarlama stratejisini oluşturmak, yeni fikirler üretmek için de en ugun kişi sizsiniz. Başka ve katma değeri düşük işler ile zamanınızı harcadığınızda işinizi büyütmeniz zora girecektir.

2. İşleri delege ederek, başkalarını işe dahil ederek onların yeteneklerini geliştirmelerini sağlayacaksınız. Bir sonraki sefer benzer bir konu ile karşılaştıklarında hazır kuvvetlere sahip olmuş olacak ve ikinci kez için daha da az zaman harcamış olacaksınız.

Delege ediyor olmak hem sizin zamanı daha iyi kullanmanızı sağlayacak hem de ekibinizin yetişmesini destekleyecektir.

Ne zaman delege etmelisiniz

Delege etmek hem edene hem de işi üstlenen kişiye yararlı olur, ancak her şey delege edilmez. Delege edip etmemeye bu beş soruyu kendinize sorarak karar verebilirsiniz :

- İşi yapabilecek yetkinlikte birisi var mı ? Bu iş başkası tarafından yapılabilir mi yoksa mutlaka siz mi yapmalısınız ?

- Bu iş bir başkasının yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olabilir mi ?

- Bu iş veya benzeri ileride tekrarlanacak mı ?

- Delege edebilmek için zamanınız var mı ? İşi alan kişinin eğitimi, izleme ve bir hata durumunda yeniden üzerinde çalışabilmek için …

- Bu iş delege edilmesi gereken bir şey mi yoksa sizin içinde olmanız mutlaka gerekiyor mu ?

Düşünmeniz gereken konu topun yere düşüp düşmeyeceği. Eğer delege ettiğiniz iş beklediğiniz gibi sonuçlanmaz ise toparlamanız mümkün mü ? Başarısızlık halinde kayıp önemli mi ?

Eğer sonuçlar sizi çok hırpalamayacak ise delege etmeniz yararlı olacaktır.

Kime delege etmelisiniz ?

Kim olduğunu seçerken 5 noktaya dikkat edilmeli :

- Tecrübe, yetenek ve işe yaklaşım

- Sizin ne kadar zaman ayırmak zorunda kalacağınız …

- Kişi ne kadar bağımsız çalışabiliyor

- İlgi alanı ve kendi geleceği için ne düşünüyor

- Mevcut iş yükü

Bir işi delege ettiğiniz zaman muhtemelen sizin yapacağınızdan daha uzun sürecektir, ilk başlangıçta bu normaldir. Sabırlı olmalısınız, öğrenme sürecine katlanmalısınız. Bunun karşılığını ileride kazanacağınız zaman ile alıyor olacaksınız.

Nasıl delege etmelisiniz ?

- İstediğiniz sonucu net olarak tanımlamalısınız.

- Sınırları ve kısıtları, neyin olmaması gerektiğini anlatmalısınız.

- Nasıl bir kişiye delege ediyorsunuz, bunu bilerek süreci planlamalısınız.

1. Her şeyi soruyor mu ?

2. Ne yapabileceğini öneriyor ve yapıyor mu ?

3. Yapıyor ve sonra raporluyor ?

4. Yapmaya başlıyor ve periyodik olarak raporluyor ?

- Mümkün olan her durumda işi yüklenecek kişiler ile konuşarak, neleri üstlenebileceklerini karşılıklı anlaşarak işlerinizi delege etmelisiniz.

- Devredeceğiniz sorumluluk ve yetki konusunda sınırları belirlemelisiniz. Bazı sorumlulukları devredebilirsiniz ancak yetki konusunda daha kısıtlı davranmalısınız.

- İşe (olay yerine) en yakın kişiye delege etmeye çalışın, yukarı çıktıkça işten uzaklaşırsınız.

- Yeterli desteği vermeli, soruları cevaplamaya hazır olmalısınız. Sürecin başarısı desteğinize ve delege edilen kişinin ulaşabileceği kaynaklara bağlıdır.

Delege etmek ne demek ? İşi bir başkasının yapması için onu yetkilendirmek anlamına geliyor … Dikkat sorumluluk sizde, devrettiğiniz şey sadece yetki …

Delege etmek aynı zamanda çevrenizde bulunan daha az tecrübeli kişiler için bir fırsat, yoksa hep siz yaparsanız onlar nasıl öğrenecek ! Peki her zaman delege etmek iyi midir, ne zaman delege etmemeli acaba ?

Bunlara aşağıda değineceğim ama bence bir yönetici “delege etmeye alışmalı”. Delege etmek başını suya sokup nefesini tutmaya benzer, çünkü sorumluluk sizde ama güç ve yetki bir başkasında … Sinirlerinize hakim olmalısınız, zaten bunu beceremiyorsanız delege edemezsiniz ve etmeyin. Bu iş çocuğunuza araba kullanmayı öğretmek, onun kullandığı arabada bağırıp çağırmadan, komut vermeden sabırla oturmanıza benzer. Kısacası vır vır edecekseniz delege de etmeyin.

Peki hata olasılığına karşı ne yapmalısınız ? Büyük bir kayıp yaşanma ihtimali var ise bence tedbir almalısınız, delege etmek insanlara taşıyamayacakları yükleri aktarmak değildir. Bir de bazı süreçleri delege etmemelisiniz, mesela padişahlar kimin başını vurduracak iseler bunu kendileri söylerlerdi … Hadi sözü kelle uçurmaktan ERP yazılımının seçimine getirelim.

Örneğin parası olan bir şirketsiniz ve ERP yazılımına karar vermeyi bir komiteye bıraktığınızı düşünün … Bu komite bakar, bakar, bakar ve bir karar verir. İsterseniz beni arayın ben size ne karar vereceklerini şimdiden size söyleyeyim, hiç olmazsa zaman kazanmış olursunuz ! Ne yapmalıydınız ? İnsiyatif almalı, liderliğinizi göstermeliydiniz …

Diyelim ki ne yapılacağını veya ne yapılması gerektiğini siz de bilmiyorsunuz ? Neyi delege edebilirsiniz ki !

Eğer hedefi ve yolu tarif belirleyemiyorsanız kararları vermeyi bir başkasına teslim edemezsiniz. Böyle bir süreç hem size hem de delege edilen kişilere zarar verebilir; en iyisi olayı anlayıp tarif edene kadar delege etmemektir.

Olayın diğer bir boyutu yöneticinin seviyesi ve ulaşabildiği kaynakların artması ile ortaya çıkar. Bu noktada bazı yöneticiler veya patronlar gereğinden fazla şeyi delege etmeye başlar, işte bu süreç bir nevi sonun başlangıcıdır.

Örneğin şirketiniz pazar kaybediyor ve siz bir yeniliği oluşturmayı hedeflediniz, sonra sürecin yönetimini, bir çok kararı delege ettiniz. Eğer delege ettiğiniz kişiler sizin kadar istekli, sizin kadar geleceği şekillendirmek istiyor, eğer sizin kadar risk alabiliyor ise sorun yok ama böyle değilse ?

Bu yolun sonunda siz olaydan uzaklaşmış ve hislerinizi körleştirmiş  sizin adamlarınız da önemli bir fırsatı kaçırmış olur …Sonra geçmişte kalan bu sürecin başarısızlığı sizin ekibin dışından birine havale edilir, olay kapatılır ama pazar payınızı kaybetmeye devam edersiniz.

Çünkü bu tip durumlarda tek çare “yapmaktır” ve sadece gerçek bir tutkuya sahip olanlar bu tür süreçleri yönetebilir.

En iyisi kollarınızı sıvayın, direksiyona geçin ve arabanız düze çıkana kadar bırakmayın.