almak

Almasını bilmek diye bir şey olmadığını, verilince alınmış olduğunu ya da bana niçin birileri bir şey vermeye çalışıyor, amaçları ne acaba diye düşünen grupta olabilirsiniz.

Neyse ki konumuz sizi düzeltmeye çalışmak değil, o konuya başka zaman bakacağım.

Konuyu bir işte daha çok dinleyen tarafta olan, iş ortamında ilerlemek isteyen ve bunun için bir şeyler yapmayı düşünenler için detaylandıracağım.

1. Sakin olun. Örneğin bir grup insanın, toplumun önünde konuşabilmeyi cesurca buluruz. Peki ya dinliyor iseniz ? Konuşan kişi muhtemelen konuşmayı önceden hazırlamıştı, konuşmasını kontrol edebilir, ne söyleyeceğini seçebilir hatta konuşurken değiştirebilir. Ama dinleyicilerin bu şansı yoktur. Onlar söylenmekte olan şeyi almaya çalışan, konuşulmakta olan konu onları tedirgin veya tehdit eden içeriğe sahip bile olsa onu dinlemeye devam eden gruptur. İşte bu ortamda bile söyleneni anlamak, onun sindirebilmek için sakin olmalısınız. Dinleyebilmek “almayı bilmenin” adımlarından bir tanesidir.

2. Yargılamayın. Almak, 8 adımlık iletişim modelinin 5 numarasıdır. Bu adımı attıktan sonra önce deşifre eder, sonra mesajı sindirir ve en sonunda geri besleme yaparsınız (bazıları bunu yapmaz sizi ortada bırakıverir, muhtemelen modeli bilmedikleri için diye düşünmek istiyorum). Fakat bu arada bünyeniz deşifre etmekte olduklarınıza direnebilir. Bunu fark ettiğinizde engellemelisiniz çünkü savunma konumuna geçiyorsunuz demektir ve savunma durumunda zihniniz kapanır, anlama süreci durur. Lütfen konuşmacıya eleştiri göndermeyin, söyledikleri ile alay etmeyin veya kabuğunuza çekilmeyin, bunları o memnun olsun diye değil kendinizi korumak için yapmayın. Kısacası savunma konumunda a-l-a-m-a-z-s-ı-n-ı-z, herşeyi yargılamaya çalışmayın, dinleyin, anlayın sonra isterseniz unutun.

3. Açık olun. Hayatı olduğu gibi, engelsiz yaşamalı ama korku, öfke, hüzün ve güvensizlik gibi güçlü duygular buna kolayca engel olur. Alabilmeniz için bu duygularınızın ötesine geçebilmeniz gerekecek. İnsanları dinlerken “ben şimdi onu şöyle bozacağım” diye dinlemeyin, sanki bozsanız ne olacak ? Veya “altından ne çıkacak bakalım” demeyin. Bunun yerine “ne diyor” diye meraklı olmaya, söylenenlerin altında olanı anlamaya çalışın, zaten iletişiminiz sonsuza kadar sürmeyecek.

Almasını bilme konusu bu kadar değil, yazımın ilk cümlesinde bahsettiğim duruma bir an için geri dönmek istiyorum.

Konunun birisinin birisine uzayda hacim kaplayan veya kaplamayan bir şeyi vermek istemesinden sonra olabilecek olanlar bölümü de var, umarım başka bir sefer de o konuya bakarız. Şimdilik sizi bir soru ile bırakıyorum :

Birisi size bir şey vermek veya sizin için bir şey yapmak istediğinde ne yaparsınız veya ne yapmazsınız ?