Son yazımın konusu “Top Yere Çarpınca Hızlanır mı ?” idi, bunun üzerine farklı yorumlar aldım.  Bunların arasından Murat isimli bir üyemiz bu yazının ona “insan bulunduğu noktadan her yöne gidebiliyorsa, kaybolmuştur” sözünü hatırlattığını söylüyordu.

Hani duyunca içinde bir hikmet olduğunu hissettiğimiz sözler vardır, işte bu da onlardan birisi.

Peki 2 tavşanı kovalayan hangisini yakalar ? Konfüçyüs demiş ki : Hiçbirini !

Aslında yakalayıp ne olacak, bırak hayvan özgürce koşsun, yaşasın. Bu açıdan bakınca tavşanların yakalanmamış olması güzel bir şey. Ama insanlar hedef gözeten canlılar, mutlaka yakalayacak ve bir gün iki tavşanı kovalayacağına sadece bir tanesine odaklanacak veya … veya avlanma yöntemini değiştirecek. Nasıl değiştirecek ? İşin bu kısmı yaratıcı fikirlerin, iş bilen kişilerin ve danışmanların dünyası. Ben şimdilik girmeyeceğim.

Her yöne gidebilmek ile iki tavşanı kovalamak aynı şeyler, zaten her yöne gidemiyorsanız tavşanları da kovalayamazsınız ?

Peki kaybolmak ne oluyor ? Aslında bu relatif bir konu bence. Eğer gitmek istediğiniz bir yer yok ise “kaybolamazsınız”, böylece hedefiniz yok ise yaptıklarınızı yargılayabileceğimiz destek noktasıda yok olmuş oluyor.

Örneğin okyanusun ortasındasınız, şimdilik bu okyanus Hint Okyanusu olsun (Japonya’dan ve rüzgarın yönünden ayrı düşmekte fayda var), kısacası Afrika ile Avustralya arasında, yaklaşık 40′ıncı enlemdeyiz. Eğer konuştuğumuz kişilere Avustralya tarafına gideceğimizi söyledi isek (doğuya doğru) ama biz kuzeye gidiyorsak (Hindistana doğru) rotamıza bakanlar “kaybolduğumuzu” düşünebilirler. Ama nereye gideceğinizi söylemez iseniz istediğiniz sayıda tavşanı kovalayabilirsiniz, istediğiniz gibi kaybolabilirsiniz.

Gördüğünüz gibi kaybolmak sizin kendi kendinize yarattığınız bir şey. Gerçi bu söyleme “demagoji” diyenler olabilir ama olsun. Şimdi gelelim “kaybolmak” ile özgürlüğün kardeşliğine. Her yöne gidebilmek özgürlük sayılmaz mı ? Bence sayılabilir, düşünün Avustralya istikametine giderken batıya döndünüz, ne güzel demek ki sizi Avustralyada kimse beklemiyor ve sizin için neresi olduğu fark etmiyor. Eğer beklentilerinizi bunun üzerine kurdunuz ise gerçekten bence hiç mesele yok.

Ancak, iki ay sonra çocuğunuz okula başlayacak, ay sonuna evinizin taksidini ödeyeksiniz, şirketiniz yeni bir arsa almış yeni fabrikanın temeli atılacak, yeni sözleşmeler, yeni müşteriler, mevcutların sizden bekledikleri … Bu liste uzar gider, işte bunlardan dolayı siz herhangi bir yöne gidemezsiniz, belirli bir yöne gideceksiniz … Ve biz de siz bu belirli yöne giderken kendinizi çok kötü hissetmeyin diye sizi motive edeceğiz. Bak diyeceğiz “iki tavşanı kovalayan hiç birini yakalayamaz”, sen en iyisi bir tavşana odaklan. Öyle her yere gidebilmek yok, hedefin olmalı, rotan olmalı, falan filan …

Bir zamanlar ünlü bir kapasite planlama / iş yerleştirme yazılımı yazmış ve başarı ile satmakta olan birisi “biraz kafasını çalıştıran herkes bu işleri bilgisayar kullanmadan yapabilir” cümlesini daha sonra best seller olan kitabında kullandığı için şirketini kapatmak zorunda kalmıştı (Goldratt – The Goal), çünkü çok sayıda insan bunu denedi.

Şimdi bende size canınız istediği gibi devam edin deyip eğitim, danışmanlık ve yazılım işlerimden olmak istemem. Bu yüzden de yetişmek zorunda olduğunuz bir yer var ise “kaybolmayı düşünmeyin” veya “kaybolmayı erteleyin”, beklentilerinizi azaltmadan çok sayıda tavşanı kovalamayın diye uyarayım. Yoksa tavşanlar kaçar ve sizin elleriniz boş kalır, eğer ellerinizin boş kalması sizi üzecek ise işinize sarılın, hedeflerinizi gözden geçirin ve atacağınız adımları ona uyumlu hale getirin derim.